Gündem Haber Girişi : 10 Temmuz 2025 00:50

Türkiye'nin yeni İklim Kanunu: Yeşil dönüşüm ve ekonomi için tarihi adım

Türkiye'nin yeni İklim Kanunu: Yeşil dönüşüm ve ekonomi için tarihi adım
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele için yeni bir İklim Kanunu yürürlüğe koydu; bu kanun, yeşil dönüşümü desteklerken ekonomiye de katkı sağlamayı hedefliyor.

İklim krizinin etkileri dünya genelinde derinleşirken, Türkiye tarihi bir adım attı. TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren İklim Kanunu, çevre, ekonomi ve sanayiyi aynı çatı altında birleştiren yapısıyla dikkat çekiyor. Artan sıcaklıkla birlikte kuraklık, orman yangınları ve seller artık günlük hayatın bir gerçeği olurken, bu çerçevede hazırlanan İklim Kanunu, tarımsal üretimden sanayiye, enerjiden istihdama pek çok alanda sistemli bir dönüşüme kapı aralıyor.

İKLİM KANUNU'NUN AMACI

Yasayla birlikte ülkemizde yeşil büyüme, düşük karbonlu üretim ve temiz teknoloji yatırımları açısından yeni bir dönem başlamış olacak. Emisyon Ticaret Sistemi’nden (ETS) elde edilen gelirlerin tamamı yeşil projelere aktarılacak. Ayrıca, Türkiye’nin Yeşil Taksonomi sistemiyle uluslararası finansman akışları da hızlanacak. Yasa gündeme geldiği ilk andan itibaren sosyal medyada çeşitli tezviratlar da gün yüzüne çıktı. Ekonomiye yük getirmeden iklim dostu teknoloji ve yatırımları destekleyerek küresel rekabet gücünü artırmayı hedefleyen yasayla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, ortaya atılan iddialara tek tek yanıt verdi.

TARIM VE HAYVANCILIKTA DESTEK

İklim Kanunu’nda tarım ve hayvancılıkla ilgili herhangi bir yasak, kısıtlama ya da olumsuz yükümlülük bulunmuyor. Kanun, hayvancılığın sona erdirileceğine dair sosyal medyada yer alan iddiaları doğrulayan hiçbir hüküm içermezken, aksine, iklim değişikliğiyle mücadelede tarım ve hayvancılığın korunması ve geliştirilmesi hedefleniyor. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ise yalnızca enerji yoğun sanayi tesislerini ilgilendirirken, besicilik veya tarım alanları bu kapsamda yer almıyor. Ayrıca, kanunda tarım ve hayvancılıkla ilgili herhangi bir adli ya da idari yaptırım da söz konusu değil. Bakanlık, kanunla birlikte çiftçiye veya toprağını ekmek isteyen vatandaşlara, istenen ürünü doğru ve verimli şekilde geliştirilmesi konusunda destek olunacağını açıkladı. Kanunun kısıtlama değil, aksine destekleme, teşvik ve verimi artırıcı faaliyetler içerdiği vurgulanırken, özellikle gıda ve su güvenliğinin sağlanması öncelikli hale gelecek. Bakanlık yetkilileri, kanunda tarım ve hayvancılık alanlarında veya başka bir konu hakkında vatandaşa ceza getirilmesi noktasında hüküm bulunmadığına vurgu yaptı.

SANAYİDEKİ YENİLİKLER

Yasanın sanayi alanında cezai yaptırımları artırarak, bir nevi sanayiyi durma noktasına getireceği de iddia edilse de işin aslı öyle değil. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile, üretimi baskılamadan, üretim başına sera gazı emisyonlarını azaltan tesisler teşvik edilecek. Bakanlık yetkilileri, bu konuda elde edilen gelirin yine yeşil dönüşümde gerçekleşecek teknolojik yatırımlarda kullanılacağının açıkça yazdığına vurgu yapıyor. Özellikle Türk sanayisinin bu sürece hazır olduğuna işaret edilirken, dünyada iş yapmak için bu sürece ayak uydurulmasının zorunluluğuna dikkat çekiliyor. ETS, sera gazı salınımını azaltmayı amaçlayan piyasa temelli bir model olarak öne çıkıyor. Avrupa Birliği’nin yürürlüğe koyduğu Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Türk ihracatçısını doğrudan etkiliyor. Türkiye’de karbon fiyatı ödememiş olan ihracatçılar, AB gümrüğünde bu bedelin tamamını karşılamak zorunda kalacak. Bu durum, ekonomik açıdan ciddi yük oluştururken, sanayicinin temiz teknolojiye geçişini de yavaşlatacak. İklim Kanunu kapsamında devreye alınan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ise bu riski ortadan kaldırmayı hedefliyor. Kanun sayesinde AB'ye ödenen karbon ücretleri de Türkiye'de kalacak.