Size küçük bir teklifte bulunmak istiyorum. Teklif küçük olabilir ama sizde bırakacağı etkinin büyük olacağına inanıyorum !
Öncelikle hayatın bize yüklemiş olduğu sorumlulukların ağırlığının farkındayız değil mi ?
Şöyle bakıyorum da etrafımdaki insanlara: Herkesin bir derdi var.
nerden biliyorsun? dediğinizi duyar gibiyim! Eşime dostuma, yeni tanıştığım insanlara ilk sorduğum soru ; hayat size ne ifade ediyor? Aldığım cevap hep aynı; benim hayatımı yazsan roman olur.!
Dert kuyusunun içindeyiz farkında değiliz aslında! Üzerimize vazife olmayan mevzulara karışmamız bu dert kuyusunun içinde olduğumuzun delili olsa gerek
Bir yaşındaki çocuğun derdi ile yetmiş yaşındaki adamın derdi aynıdır: Yaşamak.
Hayat bize her alanda fırsatlar sunar önemli olan o hayatta önümüze çıkan fırsatları yerinde ve zamanında değerlendirmek. Bu konuda görevimizi yaptığımızda emin olalım ki hiçbir noktada derdimizde kalmayacaktır.
Hayattaki her şeyi çok erken tükettik. Sevgimizi, saygımızı, benliğimizi, değerlerimizi kaybettik. Günü birlik yaşıyoruz. Korku içerisinde bir hayata maruz bıraktık kendimizi. Kısaca çok anlamsız yaşıyoruz. Bu anlamsız hayatın içerisinde anlam aramak beyhudedir. Peki, anlam katmak için ne gerekli diye soracaksanız biraz sade yaşayalım. Dünya derdini bu kadar dertlenmek bizi yıpratmaktan başka bir yere götürmez. Öldüğümüz zaman bu dünyada kendimize dert ettiğimiz şeyler bizimle yolculuk yapmayacaktır. Nasıl ki, doğduğumuzda dertten bi habersiz olduğumuz gibi.
Hikmet Anıl ÖZTEKİNin dediği gibi; Ölümün olduğu bir dünyada ne çok ve ne saçma şeyleri dert ediyoruz. Kavgalar, mallar, paralar, hırslar, kıskançlıklar hiç bitmiyor. Yarın öleceğini bilsen bugün yaptığın şeylerden hangilerini yapardın? Yarın öleceğini bilsen bugün kırdığın insanlardan hangilerini kırardın?