Erzurum Konfederasyonu (ERKON) 14-17 Kasım tarihleri arasında İstanbul Maltepe'de "Kadim Şehir Erzurum Tanıtım Günleri" adı altında gerçekleştireceği etkinlik için geçtiğimiz hafta sonu Erzurum Gazeteciler Cemiyeti'nde katılımın bir hayli yoğun olduğu istişare toplantısı düzenledi.
Basın mensupları ile kahvaltıda buluşan ERKON Genel Başkan Yardımcısı ve Komite Başkanı Halil Karapınar anlattı, biz dinledik. Başkan öyle şeyler anlattı ki, hem üzüldük hem umutlandık.
Dilerseniz öncelikle bizi heyecanlandıran hazırlık aşamasından bahsedelim:
Bir kere etkinlik bugüne kadar yapılan tanıtım günlerinden çok farklı olacakmış. Erzurum günü değil, Büyük Erzurum Buluşması gerçekleştireceklermiş. Çünkü Erzurum Bayrağını bir daha inmemek üzere İstanbulda dalgalandırmak istiyorlarmış. Hazırlık aşamasında ince eleyip sık dokuyorlarmış. ERKONun tanıtım görsellerinde ve videolarında gördüğüm kadarıyla; etkinlik alanına girişten tutunda stantların düzeni, sohbet ve konferans yerleri, konser alanı, şehrimizin tarihi ve kültürel değerleri, yöresel yiyecek ve yöresel ürünlerin teşhir yerleri büyük bir titizlikle belirlenmiş. Bunun içinde işin her aşamasında profesyonel bir ekiple çalışıyorlarmış. Ayrıca hazırlık sürecinde birde komite kurmuşlar. Dikkatimi çeken bir başka şey de; özellikle stantlarda yüzde 85 Erzurumdan gelen esnafa yer verilirken, yüzde 15 ise, İstanbulda ikamet eden ancak kimliğinde Erzurum yazan esnafa yer verilecekmiş. Erzurum etiketi altında çakma stantlara yer verilmeyecek. Anlayacağınız her şeyi ile yerli olacak Büyük Erzurum Buluşması bizi bekliyormuş.
Nasip olur da, gidip yerinde görecek, gördüklerimizi de size aktaracağız.
Gelelim beni üzen ve asıl anlatmak istediğim bardağın boş tarafına... Başkan Karapınar bir de hazırlık aşamasında karşılaştığı ve çok da önem verdiği şeylerde anlattı. Ta İstanbuldan gelip Maltepede düzenleyeceği organizasyon için karşılaştığı tuhafına giden sorunları da dile getirdi.
Erzurumda da olsak; kilometrelerce uzakta gurbette de olsak, bizim de yıllardır dert edindiğimiz, ısrarla vurguladığımız, memleketimizin adeta kangren haline gelen kanayan yarası olan hastalığından dert yandı.
İstemezük, başkası yapıyorsa eksik olsun, bu işten bir şey çıkmaz, böyle gelir böyle gider, bu şehirden bir şey olmaz, bu şehir düzelmez gibi, işkembeden konuşan kişilerin söylediği beylik, aslında malayani olan laflar...
Sadece Erzurumda değil, İstanbulda da böylesi çatlak sesler çıkmış. O da sadece komite kurulması sürecinde, onu da 250ye yakın dernek ve vakıfla birebir istişare ile halletmişler. Sonucunda da organizasyonun yapılacağı tarihlerde İstanbuldaki tüm vakıf ve dernekler programlarını bu çizgide düzenlemişler, hatta farklı programları olanlar dahi programlarını Büyük Erzurum Buluşması için iptal etmişler.
İşin Erzurum ayağında ise, hazırlık süresi kapsamında komite üyeleri ile birlikte bir ayı aşkın süreden beri; valilik, belediyeler, ilçe belediyeleri, STKlar, odalar ve esnafa kadar çalmadık kapı bırakmamışlar ve halen de kimseyi unutup küstürmemek için ziyaretlerine devam ediyorlarmış.
Çok ilginçtir, her nedense özellikle esnafta gittikleri çoğu yerde kimle görüşmüşseler, bir umutsuzluk, bir bıkkınlık ve en önemlisi de bir güvensizlikle karşılaşmışlar. Daha önce yapılan etkinliklerde vaat edilenler yapılmamış, bir hayal kırıklığı yaşanmış.
Karapınar bir de örnek verdi.
Mesela Maltepedeki etkinlik alanına Taş Hanı tanıtmak için bir yer ayarlamışlar. Ne hikmetse Erzurumun simgelerinden biri haline gelen Oltu Taşını tanıtıp satacak bir esnaf bulamamışlar!
Şaşırdık mı?
Tabi ki hayır, şaşırmadık.
Sonra da her konuşmamızda diyoruz ki; Malatya uçtu, Sivas kaçtı, Elazığ coştu hatta yakın zamanda büyük bir deprem atlatan Van bile turizm de bizi geçti. Doğunun Parisi biz değil miydik yıllardır?
Seni çok iyi anlıyorum Halil başkanım!
Uzağa gitmeye gerek yok, al sana bir örnek de benden hem de bizim camiadan. ERKON toplantınız, Erzurum Gazeteciler Cemiyetinde yapıldığı için karşı cenah istemezük ve biz yokuz moduna girmedi mi?
Ben hep söyledim, söylemeye de devam edeceğim:
Bu şehir nasıl düzelir? sorusuna cevaben; her birimiz şahsi çekişme veya çıkarlarımızı memleket çıkarlarının ardında tutmadıkça, yani önce memleket deyip şahsi menfaatlerimizi memleket menfaatlerinin gerisine attığımız zaman gerisi bir sökük gibi çözülür ve MEMLEKET kazanır, ERZURUM kazanır
Neyse çok uzatmayalım, toparlayalım.
Başkan Halil Bey özetle diyor ki; iki hafta sonra biz değil, Erzurum kazansın. ERKON sadece mihmandarlık yapacak. Bunun için küskünlükleri ayrılıkları bırakalım bir kenara ve Maltepe Meydanında ortak paydamız ERZURUM olsun.
Dadaşlar birlikte bir duruş sergilesin. Dadaşların kardeşliğini, birliğini, yiğitliğini gösterelim ki, tüm alem bizi görsün.
Sonunda da Erzurum Bayrağını İstanbulun orta yerine dikelim; üstelik bir daha inmemek üzere.
Hadi hep birlikte BÜYÜK ERZURUM BULUŞMASINA!
Bir öneri ya da rica da benden ERKONa gelsin.
Başkanım!
Muhakkak düşünmüşsünüzdür, ben sadece hatırlatmış olayım. Elbette Erzurum turizm, ticaret, kültür, şehridir ama kadim şehrimiz aynı zamanda Alvarlı Efe Hazretlerini, Hacı Salih Efendileri, Pir Ali Babaları, İsmail Fakirullah Efendileri, İbrahim Hakkı Hazretlerini ve de kahramanlık abidesi olan yiğit Nene Hatunları bağrından çıkaran, evliyalar, âlimler, hafızlar şehridir.
Eminin bir yer de ayırmışsınızdır onlara Ancak sizden ricam daha önce katıldığım etkinliklerde program açılışlarında gördüğüm bir eksiklik; o da KURAN TİLAVETİ Böyle bir başlangıç yapsanız iyi olmaz mı?
Haksız mıyım?