Padişahların Kaleminden Dökülenler

Cihan Devleti Osmanlının bazı padişahları devlet yönetiminin yanı sıra şiire ve edebiyata da oldukça meraklıdır. Öyle ki yazdıklarıyla edebiyatımıza güçlü eserler bırakarak beyitleriyle “aşk” a ve “insan” a dair farklı bakış açıları kazandırmışlardır.

Fetih padişahı Fatih Sultan Mehmed Han şiirlerinde “Avnî” mahlasını kullanmıştır.

Eyleme gönlün gözün cevr ile Avnî’nin harâb

Dürr ü gevherler verir bu bahr ile kânım sana

dizelerinde Fatih, sevgiliye günümüz Türkçesi ile şöyle seslenmiştir:

(Sevgilim!) Eziyetlerinle Avnî’nin gözlerini ve gönlünü harap etme! Zira bu deniz (gibi coşkun gözlerim) , sana inciler; bu maden ocağı (gibi gönlüm) de mücevherler sunar.

Araştırmacılar tarafından hikemî şiirde(içeriği öğretici olan şiir), babası Fatih Sultan Mehmet‘e göre daha başarılı olduğu dile getirilen II. Beyazıd Han şiirlerinde “Adlî” mahlasıyla karşımıza çıkmaktadır.

Adli'nün feryâdını işitmiş işiginde yār

Hışm ile dimiş sürün ben ol gedâyı sevmezin

Padişahlığındaki güç kadar, mısralarında da anlam gücü sağlam olan önemli bir padişahımız da Yavuz Sultan Selim Han’dır. Kendisi şiirlerinde “Selimi” mahlasını kullanmıştır.

Selim’i kınayanlar bilmez ıstırabımı

Şu canıma can katan canandan ayrı düştüm

Osmanlı Devleti’nde en uzun süre(46 yıl) tahtta kalan ve bıraktığı eserlerle Osmanlı tarihinde derin izler bırakan Kanuni Sultan Süleyman Han da şiirlerinde “Muhibbî” mahlasıyla karşımıza çıkar.

Ey Muhibbî âleme şâh olmadan

Dilberin olmak gedâsı hoş gelir

Kanuni’den sonra en çok gazel söyleyen sultan olarak bilinen Sultan III. Murad Han ise, şiirlerinde Muradî mahlasını kullanmıştır.

Murâdî nesne yok zâhir amelden

Velî âyîne-i ibret-nümâyuz

Her yönüyle kültürümüze ve tarihimize zengin bir miras bırakan şanlı ecdadımız Osmanlının, edebiyatta da önemli değerler ve izler bıraktığını bu örneklerdeki dizeler bizlere haber vermektedir.