Allah sorsun!

Beddua etmek gibi bir tarzımız olmadı, olmamalı da…
Ama neylersiniz ki, bazen beddua bile edildiği yere ziyadesiyle yakışıyor yani…
O yüzden diyoruz ki: 
-Allah sorsun!
Şu ana dek 30 bin insanımızı kaybetmiş olmamız nedeniyle yüreğimizdeki acının üzerinde kimler tepiniyorsa…
-Allah sorsun!
Felaketi fırsat bilip, enkazlarda kimler para pul kovalıyor ve yine kimler yağma gibi bir kahpeliğe kalkışıyorsa…
-Allah sorsun!
Deprem bölgesine gönderilen yardım malzemelerinin fiyatını kimler katlıyor, kimler arttırıyorsa…
-Allah sorsun!
Enkazların altında insanlar hay haya düşmüşken, kimler siyaset yapıyor ve bu durumu kimler siyasi ranta çevirmeye çalışıyorsa…
-Allah sorsun!
Devlet tüm imkanlarını seferber edip, felaket bölgesinde canla başla çalışırken, devleti kimler itibarsızlaştırmaya çalışıyorsa… 
-Allah sorsun!
Sorsun!
Sorsun!
Ve bizi bugün bu satırları kaleme almak zorunda bırakan kim varsa, Yüce Mevla hepsinden ayrı ayrı sorsun hesabını…
Sahi!
Biz ne ara bu hale geldik?
İşte bu soruyu da biraz kendimize soralım…
Soralım ve cevap bulmaya çalışalım ki, yarın bir gün Hüda bizden de hesap sormasın!