Asıl soru budur?

İnsanın yaşadığı her yerde sorun olabileceği gibi, Erzurum’da da çeşitli sorun ya da sorunların yaşanıyor olması gayet doğal bir durum değil midir sizce de? 
Evet, öyledir… 
Misal, adli vakalar… 
Hırsızlıklar, cinayetler, kavgalar, yüz kızartıcı suçlar falan filan… 
Ve takdir edilmelidir ki, her adli olayın medyaya yansıma durumu da vardır, bu da gayet doğaldır… 
Ancak!
Bazı çevreler niyeyse bu hadiselerin gündeme geliyor oluşundan ziyadesiyle rahatsız oluyor… 
Neymiş, memleketin adı çıkıyormuş!
Neymiş, memleketin ismi bu tür adli olaylarla birlikte anılmamalıymış!
Hal böyle olunca, Erzurum’un imajı neyin zedeleniyormuş…
Çok ilginç, öyle değil mi? 
Birisi de çıkıp demiyor ki; “Tamam da, biz niye böyleyiz ya da neden böyle olduk?” diye… 
Yani sorulması gereken soru bu değil midir?
Bu soruya cevap aramak, sorunun kaynağına inmek değil midir? 
Evet, öyledir… 
Ama işte neylersiniz ki, çöpü temizlemek yerine halının altına süpürmek birilerinin çok daha fazla işine geliyor… 
Bataklığı kurutmak yerine, sineklerle cebelleşmek, kimilerinin aklına belli ki daha çok yatıyor…
Değerli okurlar, 
Bizler de Erzurumluyuz, bizler de bu şehrin parçasıyız… Bu mensubiyet haklı olarak hepimize de bir takım sorumluluklar yüklüyor… 
Ama bu sorumluluk, kesinlikle sorunları görmezden gelmek olmamalıdır… 
Bu sorumluluk, Erzurum’a kutsal bir beldeymiş gibi yaklaşım getirmek de olmamalıdır… 
Doğrudur… 
Erzurum Mevla’ya emanettir… 
Ve fakat Mevla’ya emanet edilmiş bir beldede yanlışı görmezden gelmek yahut göstermemeye çalışmak nedir peki? 
Çelişki değil midir?
Tezatlık değil midir? 
O halde Erzurum’un imajını hakikaten de korumak istiyorsak; asıl Erzurum’daki adli vakaların neden kaynaklandığına ve niye artış gösterdiğine yormalıyız kafamızı… Aksi halde halı altına süpürdüğümüz o çöpler, pis kokusuyla gün gelir bizi de boğar…