Ayaklarına basıldı… 

Diyorlar ki, sosyal medya (Twitter) neden kısıtlandı?
Bu soruya cevap vermek için tabi evvela sorana bakmak lazım…
Bakıyorsunuz ve karşınıza kim çıkıyor dersiniz?
Nerede provokatör, nerede kötü niyetli, nerede haysiyet celladı varsa, onlar çıkıyor… 
Ayağına basılmış gibi en çok da onlar bağırıyor, kısıtlamaya en çok onlar itiraz ediyor… 
Şaşırdık mı, hayır… 
Çünkü işleri güçleri malum; suyu bulandırmak… 
İşleri güçleri malum; insanları kışkırtmak… 
İşleri güçleri malum; yalan haber pompalamak… 
İşleri güçleri malum; iftira etmek… 
Ve daha neler neler… 
Dün birkaç kanalda seyrettik, mutlaka size de denk gelmiştir… 
Deprem bölgesindeki kimi yabancı ülkelerin televizyon kanalları, hükümet aleyhinde açıklama yapmaları için depremzede vatandaşlara para teklif etmiş, para!
Neymiş, devlet sınıfta kalmış!!!
Bakar mısınız plana, programa… 
Şimdi böyle planların olduğu bir ortamda siz Twitter niye kısıtlandı diyenleri ciddiye alır mısınız?
Almazsınız… 
Biz de almadık zaten… 
Bu konuya da girmezdik ya; sırf herkesin her şeyin farkında olduğuna dair sadece bir işaret çakalım istedik… 
Ve unutmadan!
Dün İsmail Saymaz’ın da bir canlı yayın bağlantısına tanıklık ettik… 
Anlatıyor habire: 
-Burada yardım yok, gelen-giden yok, devletin ilgili kurumları yok falan… 
Tam o sırada tam da oradan geçen bir vatandaş yapıştırıyor cevabı:
-Allah’tan korkun be, tepende uçuşan helikopterleri de mi görmüyorsun?
Tabi apışıp kalıyor Saymaz… 
Görün işte… 
Bunların derdinin enkaz altında kalanlar ya da bu ülke olmadığını kendi gözlerinizle görün!