Başlarız böyle siyasete!

Tanımayız, etmeyiz… 
Artık niyeyse Twitter’de yapılmış olan bir paylaşım bizim timeline içerisine düştü… 
İsmi de lazım değil, kimi mevzu bahis ettiği de… 
Sadece üzerinden geçerek özetleyelim… 
Bir siyasi parti ve partinin lideriyle ilgili methiyelerin dizildiği bu paylaşımı görünce, bakalım hele yorumlarda kimler neler yazmış diye düşündük… 
Yorumlardan birisi, belli ki bu paylaşımı yapan kişinin çok da yakın akrabası… 
-Sana hakkımı helal etmiyorum, diye başlamıştı söze… 
Ve saydırıp durmuştu deyim yerindeyse… 
O, ona cevap vermiş… 
Cevabına katılanlar olmuş, katılmayanlar olmuş, sonra birbirini tanıyan-tanımayan herkes bu paylaşımın altında birbirine salça olmanın peşine düşmüş… 
Hakaretler… 
Küfürler… 
Sanırsınız yeni bir kıtayı keşfetme yarışına girmişler… 
Hatta o yorumcu akraba var ya, meseleyi iki yıl önce verdiği borca kadar getirmiş ve okkalı cümle sarf etmiş: 
-Araba alacaksın diye sana iki yıl önce bilmem kaç lira borç vermiştim, onun bile üstüne yattın, demeye getirmiş… 
Bir görseniz, yeminle söylüyoruz fal taşı gibi açılırdı gözleriniz… 
Hadisenin buralara kadar taşınmasına sebep olan ne peki? 
Siyaset… 
Neymiş, o parti lideri bu övgüleri hak etmiyormuş… 
Neymiş, o partinin yaptığı yanlışmış da, bunun partisinin savunduğu tek doğruymuş... 
Yani imkânları olsa oracıkta birbirlerini boğazlayacaklar resmen… 
Beyler!
Ey ahali!
Topa basın azıcık, size ne oluyor? 
Partiyle mi doğdunuz, partiyle mi doydunuz?
Nedir bu taassup, nedir bu tantana, hır, gür? 
Allah’tan korkar insan!
Dininize, diyanetinize, inancınıza ve imanınıza bakın biraz da… 
Yahu hak yol olsa bu kadar savunmaz, şeytana karşı bu kadar mücadele etmezsiniz be!
Yani siyaset mevzuu yüzünden insan eşiyle dostuyla, akrabası ve yakınıyla dalaşır mı hiç? 
Kırar mı, döker mi, incitir mi Allah aşkına? 
Değer mi buna?
Uzun sözün kısası: 
Siyaset yüzünden öyle bir kutuplaşmış, öyle bir kitlelere ayrılmış ve öyle bir husumete bürünmüşüz ki, gözlerimiz bile hakikati göremez olmuş artık… 
Ve bize sorarsanız, asıl tehlike budur işte! 
Çünkü böyle toplumlarda düşman olarak dış etkenlere hiç gerek kalmaz… 
Biz birbirimizi yer ve tüketiriz zaten… 
Olduysa mübarek ola!