Beklentimiz ne olmalı?

Hep deriz ya: 

- Gönül ne çay ister, ne çayhane, gönül sohbet ister, çay bahane, diye…  

Daha dün bir çay ocağında hem de koyu bir siyaset sohbetinin ortasında bulduk kendimizi… 

Mevzu malum, yerel seçimler… 

Dedi ki, bir müşteri: 

- Valla seçim meçim bilmem, inşallah gençleri belediyelerde işe alırlar… Benim de askerden gelmiş bir oğlum var, boş geziyor mesela… 

-Peki, dedik ve sorduk hemen… 

- Senin oğlunla aynı durumda olan sence kaç kişi daha vardır Erzurum’da? 

- Binlercesi vardır, diye yanıtladı bey amca… 

Güzel, hoş… 

Bir soru daha: 

- Şimdi bu binlerce genci hangi belediye alsın işe? 

Durdu, düşündü, gülümsedi ve:

- Yav hepsini alamazlar da, en azından 5-10 kişi ekmek sahibi olur yine… 

Peki, ya diğerleri? 

 

*** 

 

Sorun da burada zaten… 

Sorun, Türkiye’de yerel yönetimlere iş kapısı gözüyle bakılmasında… 

Tamam, bu kurumlarda elbette birileri çalışacak, elbette işe alımlar olacak, elbette aş kapısı açılacak, buna hiçbir itirazımız yok… 

Ancak yanlış olan bir şey var, o da belediyelere işsizliğe çözüm üretmesi gereken kurum gözüyle bakmaktır… 

Altını çizelim!

Devletin fabrika açma devri çok gerilerde kaldı, öyle ki, günümüzde devlet bile hizmeti özel sektörden alıyor artık… 

Dolayısıyla istihdama açılan kapı da, işsizliğin çözümü de, özel sektörden geçiyor… 

Nasıl mı? 

Basitçe izah edelim: 

Devlet fabrika açmaz, ama açılmasını sağlar… 

Devlet binlerce kişiyi işe almaz, ama alınmasını sağlar… 

Özel sektörü destekler, teşvik eder, imkan sunar ve şart getirir… Örneğin organize sanayi bölgeleri niçin var? Bu bölgelerde yatırım yapanlara vergi, enerji, stopaj ve prim indirimi niçin var? 

İş yapmaları için, üretmeleri için, kazanmaları ve de istihdam sağlayarak herkese kazandırmaları için… 

Nitekim günümüzde özel sektörde faaliyet gösteren öyle işletmeler var ki, onlardaki imkân neredeyse devlette bile yok… 

 

***

 

Hal böyle iken… 

Seçmenler olarak belediyelerden ve dolayısıyla devletten en büyük beklentimiz; işsiz olan gençlerin iş bulabilmeleri için gerekli zeminin hazırlanması olmalı… 

Hem özel sektör neyi sever, bilir misiniz? 

Cazibeyi sever… 

Yatırım ortamını sever… 

Devleti ve devletin ilgili kurumlarını yanında görmeyi sever… 

Buradan hareketle belediye başkanlığına namzet eden isimlere sormamız gereken soru kesinlikle şu olmamalı: 

- Oğlumu, kızımı, gelinimi ya da damadımı işe alacak mısınız? 

Peki ya, ne olmalı?

- Benim şehrime ya da ilçeme cazibe kazandırmak için ne yapacaksınız? 

- Benim şehrimdeki ya da ilçemdeki katma değer potansiyellerini nasıl harekete geçireceksiniz? 

- Benim şehrimde ya da ilçemde yatırım yapmaları için özel sektöre, iş dünyasına, girişimcilere ve sermaye sahiplerine ne vaat ediyorsunuz? 

Uzun sözün kısası…

İşsizlik sorununu çözüme kavuşturmanın yolu işte bu sorular ve yine bu sorulara verilecek cevaplardan geçiyor… 

Demedi demeyin!