Meslekte onca yılı geride bıraktık; Erzurumspor’un sayısız maçına gittik, takip ettik, seyrettik, yazdık, çizdik…
Ancak ve ancak!
Bir gazeteci olarak hiçbir zaman bu muhtevada ne bir yazı yazdık, ne de tavsiyede bulunduk…
Şimdi!
Şu aşağıdaki satırlar, Kocaelispor maçını analiz eden bir spor yorumcusuna ait:
“Kuşkusuz ki, maç günkü yazımda belirttiğim gibi taraftarımız için 2 yıl öncenin rövanşını almak, daha doğru bir ifadeyle hesabı kapatmak önemliydi. Taraftarımız rakip ısınmaya çıkarken, “Erzurum kümeye” diye tezahüratta bulundu. Attığımız golden sonra da aynı tezahüratın yapılması doğaldı. Artık maç sonunu beklemek ve kazanmamız durumunda, “Erzurum kümeye” diye haykırmalıydık.
Tamam, tahrik ettiler ama yine de rakiple çok uğraştık, biraz abarttık. Zaten moralli gelmişlerdi, üstüne kızdırınca daha bir motive oldular. Adeta canlarını dişlerine taktılar. Erzurumspor ile uğraşmak yerine kendi takımımızı coşkuyla desteklesek daha doğru olurdu...”
***
Şu üsluba, şu ağza ve şu tavsiyeye bir bakar mısınız?
Diyor ki:
-Kazanmamız durumunda ‘Erzurum kümeye’ diye haykırmalıydık!
Bak, bak, bak!
Sanırsınız maça değil de, cenk etmeye çıkmış takımlar…
Hayır, yani bu yazarın ve bu yazarla aynı kafayı yaşayanların karnını Erzurum neden bu kadar ağrıtmış, onu anlamadık doğrusu…
Hem sonuçta sadece bir oyun değil mi bu?
Ya kazanırsınız, ya kaybedersiniz yahut da berabere kalırsınız, olur biter…
Hadi bahse konu bu yazarı geçtik; hırsına ve aşırıya kaçan futbol tutkusuna yenik düşmüştür dedik ve bu yazdıkları da varsın onun ayıbı olsun dedik…
Ama benzer görüşte olanlara ne demeli peki?
İşte bundan sonraki satırlar da, onlara gelsin…
Şimdi!
Takımımız ve taraftarlarımız Kocaelispor maçında edepten, ahlaktan, Türk kültür, örf ve ananesinden uzakta bir yaklaşım görmedi mi, gördü…
Çirkin tezahüratlara muhatap olmadı mı, oldu…
Hakaret, küfür, saldırı, arbede, tartışma, tantana ve daha bir sürü rezillikle karşılaşmadı mı, evet karşılaştı…
İyi de, bu kötü manzara Erzurumspor camiasını Kocaeli düşmanı mı yapacak şimdi?
Asla!
Hem niye yapsın ki?
Yani biz futbolun sonuç itibariyle bir oyun olduğunu idrak edemeyecek kadar aptal da değiliz, ahmak da değiliz…
Salak da değiliz, ebleh de değiliz…
Kıt zekâlı değiliz, yarım akıl değiliz…
İzansız değiliz, zihinsiz değiliz…
Hele Erzurum tabiriyle zırzop hiç değiliz!
Peki, neden böyle dersiniz?
Neden olacak, beyin taşıyoruz da, ondan…
Kendimize gelince:
Biz, ne yazıp çizeceğimize karar verirken de beynimizi kullanıyoruz…
Kapiş?