BİLAZER’LE BU İŞ OLMAZ!

Bazı şeyleri vakitsizce dile getirmek, iyi niyeti tartışmaya açabiliyor. Bu yüzden sezon başından bu yana taşıdığım bu fikrimi dile getirmemin yanlış olacağını düşündüm ve sustum. Tuzlaspor ile başlayıp Keçiörengücü ile devam eden mağlubiyet serisi ve ilaveten ortaya koyulan futbol gösterdi ki, konuşmaya artık bi yerlerden başlamanın zamanı gelmiş.

Sezon başında üç beraberlik aldık, bu galiba herkesi havaya soktu ve Erzurumspor’dan bir PSG çıkar yanılgısına sürükledi.

Takımın mücadelesi iyiydi evet ama bu mücadelenin ön plana çıkmasının asıl sebebi, aslında rakip takımların henüz oturmamış oluşuydu. Sonra ne oldu, hakikat su yüzüne çıkmaya başladı. Tuzlaspor’dan yediğimiz farkı az kalsın Ankara’da da yiyorduk. Ve işin ilginç tarafı, bir oyun aklı olsaydı sahada, Keçiörengücü’ne fark atan taraf bile olabilirdik.

Şimdi sorsanız Muzaffer Bilazer’e, cezalı olduğu için takımı yönetemediğinden dem vurur. Halbuki bunun cezalı olmak ya da olmamakla bir ilgisi yok. Çünkü takımın dün ortaya koyduğu futbol gösterdi ki, bu takımın hocaya ve teknik heyete bağlı olarak bir oyun sistemi de yok. Yani ancak halı sahada izlersiniz bizimki gibi bir takımı; düşünün yani o kadar boş bir oyun planı! Öyle olmasa 3 kornerden 3 gol yiyebilir misiniz? Yani bu beceriksizliğin ötesinde Erzurumspor’un çaresizliğinin de bir göstergesi.

Maçın analizini meslek büyüklerimden yapanlar oldu, söyleneni yeniden konuşmak da istemiyorum.

Benim üzerinde durduğum konu, hoca konusu ve altını çizerek söylüyorum bu iş Muzaffer Bilazer’le yürümez. Bu yüzden kulüp yönetimi derhal harekete geçmeli ve takımı vakit kaybetmeden oynayabilecek bir hocaya emanet etmeli. Oynatabilecek diyorum, çünkü bu takımda gerçekten bir potansiyel var; ama Bilazer ile devam edildikçe biz bu potansiyeli sahada tam olarak hiçbir zaman göremeyeceğiz.

Bana sorarsanız gidin getirin Hüseyin Çimşir’i ve bu takımı ona emanet edin! Göreceksiniz, agresif bir futbolla bu kadro devre arasına kadar neler yapar neler.