BÖYLE TAKIM MI OLUR?

Hayli uzun zaman olmuştu Erzurumspor maçlarına gitmeyeli.. 

Fırsatını bulup Kazım Karabekir Stadyumu’nun yolunu tuttuk, keşke tutmaz olaydık. 

Tamam, maçları televizyondan izlerdik, Erzurumspor’la saç-baş yolmaya da talimliydik  ama bu kadarı da olmaz yani!

Yahu Tuzlaspor’da Ezeh var, bizde Olanare. 

Buna kim forvet demiş, bunu takıma kim getirmiş bilmiyoruz ama getiren her kimse bu memlekete en büyük kötülüğü yapmış. 

Böyle takım mı olur?

Böyle oyun anlayışı mı olur?

Böyle saçma sapan bir futbol aklı mı olur?

Yani elimizde adam gibi bir forvet olsa, maçın ilk yarısını bile emin olun 4 ya da 5-1 kapatabilirdik. 

Ama nerde bizde o marifet!

Nerde bizde o kabiliyet!

Dün canlı canlı izlediğimiz o maçta şunu gördük ve emin olduk ki, bu takımın baştan aşağı yenilenmesi gerekiyor!

Süleyman’ı, Akbaş’ı, Mücahid’i, Orhan’ı, Olanare’si, tripli Novi’si, Szumski’si ve daha nicesinin arındırılması gerekiyor. 

Bir başka hakikat de şu:

Muzaffer Bilazer var ya, onun da hoca olabilmesi için daha çok peynir ekmek yemesi icap ediyor. 

Hocalık öyle olmaz ki!

Hocalık böyle yapılmaz ki!

Maçın ikinci yarısında beraberlik golünü bulmuşken Olanare’yi oyundan almak, ayakta uyumaktan ibarettir.

Süleyman’a tahammül etmek hocalık değildir mesela; Alican Özfesli’den yana beklentiye girmek de öyle…

Hadi Olanare’yi aldın oyundan be adam!

Forvet oynasın diye Hüseyin’i niye o kadar beklettin?

Aynı anda alsaydın ya!

Yapmadın, çünkü aklın başına çok sonradan geldi. 

Senin takımına duman attıran iki topçu vardı rakipte, birisi Ezhe, diğeri de Ahmet Yazar’dı.

Ama sen onların bile olmadığı dakikalarda forvetsiz kalmayı tercih ettin!

Yani diyoruz ya bazen, bize şöyle adam akıllı topçu gelmiyor diye…

Az diyormuşuz meğerse…

Bize iş bilen bir hoca da gelmiyor!