Böylesi daha güzel

Seçimlerde şu afiş ve poster asılması işlerinin kaldırılması epeyce bir isabetli oldu… 
Bayraklar, flamalar, posterler, pankartlar, dövizler, duvarlara boylu boyunca asılan brandalar… 
Neydi o öyle geçmişte? 
Çevre kirliliğini alıp başını gidiyor, seçimler yapıldıktan sonra bile bu kirlilik daha bir süre devam ediyordu… 
Ama şimdi bakın!
Tertemiz her yer… 
Ne caddelerde asılı flamalar, ne de bayraklar var… 
Ne posterler, ne afişler çarpıyor göze… 
Her taraf tertemiz ve her yer bir intizam içerisinde… 
Yeni kuşaklar hatırlamaz belki; eskiden caddeler öyle bir süslenir, öyle bir süslenirdi ki, neredeyse başınızı kaldırıp gökyüzünü göremezdiniz, o derece yani…
Bakmayın siz “süs” dediğimize… 
Süs dediysek adı öyleydi; yoksa dün de kirlilikti bu işin adı, bugün de yine kirlilik… 
Neyse ki bugün durum çok daha farklı… 
Seçim yapılacak diye görüntü kirliliği oluşmuyor, buna izin de verilmiyor… 
En güzeli bu işte…
Hele milletin derdinin geçim olduğu bir dönemde ki, güzelin de güzeli… 

*** 

Herkes hesap verecek 

Behlül Dânâ’nın evine giren hırsızlar nesi var, nesi yok alıp gitmişler. Herkes hırsız ararken Behlül doğruca kabristana gidip oturarak beklemeye başlamış. 
Görenler şaşkınlık içinde sormuşlar:
-“Evini soydular, sen burada bekliyorsun!” O gayet emin şekilde cevap vermiş:
-“Nasıl olsa buraya gelecekler, hiç merak etmeyin.”
Böylece hırsızları da, onlara kızanları da düşündürmek istemiş Behlül Dana. Demişler ki:
-“Buraya gelen hırsız ölü olarak gelir. Ölünün nesine bakacaksın? ” 
Şöyle cevap vermiş:
-“Ben onların çaldıklarının hesabını nasıl vereceklerini seyredeceğim. Bu öyle meraklı bir şey ki, kim bunu görmek istemez”