BU İŞLER YÜREK İSTER!

“Dünyada olup bitenden bize ne!” derseniz, kusura bakmayın ama oyun dışında kalırsınız. 

Ortadoğu’da böyle bir şey demedik, oyun kurucu olduk.
Orada olup biteni seyretmekle yetinseydik, bölücü terör örgütünün o bölgede bir koridor oluşturmasına göz yummuş olacaktık.
Biz ne yaptık?
Birbiri ardına gerçekleştirdiğimiz harekâtlarla sözde o koridoru başlarında paraladık…
Şimdi de Rusya ve Ukrayna savaşı var.
Herkes bilir ki; biz barıştan, huzurdan, refahtan ve istikrardan yana olmuş bir medeniyeti temsil ediyoruz.
Tarihimize bakan ne bir işgal görür, ne de bir katliam.
Biz nerede olmuşsak, oraya huzur hakim olmuş, biz nereye gitmişsek, orada güven hüküm sürmüştür.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta da, -yine hep beraber göreceğiz- Türkiye kazançlı çıkacak. 
Bakınız!
Avrupa dahil birçok ülkenin yaptırımlarıyla güya ayar vermeye çalıştığı Rusya karşısında Türkiye ne yaptı?
Barışı ve uzlaşıyı savundu. 
Önce Antalya ve ardından İstanbul’da tarafları bir araya getiren Türkiye, ara buluculuk bir yana, şimdilik resmi olmasa da “garantör ülke” olmak gibi önemli bir pozisyon da üstlenmiş oldu. 
Rusya’yı karşısına almadığı gibi, Ukrayna ile de karşı karşıya gelmedi Türkiye… Bir denge politikası izledi ve bu çizgiden de sapmayacağı çok açık. 
Hal böyle olunca, bu savaş sona erdiğinde hem Rusya ve hem de Ukrayna için Türkiye çok daha özel bir konuma oturmuş olacak. 
Tabi batı için de öyle… 
Uzun sözün kısası: 
Bir zamanlar hiç kimsenin değil dikkate almadığı, umurunda bile olmadığı bir Türkiye’den, dengeleri yeniden tesis eden ve dünyaya deyim yerindeyse “ben olmadan asla!” diyen bir Türkiye’ye geldik. 
Çünkü bu işler emek ister, akıl ister, zahmet ister, yürek ister. 
Bu işler, öyle market rafları arasında İblis’e uşaklık etmeye benzemez!