Acı büyük ve tarifsiz…
Ne yazarsak yazalım, ne anlatırsak anlatalım, yürekleri paramparça eden bu felaketi izaha güç yetiremeyiz…
Bu bakımdan beylik laflar etmeden doğrudan konuya girmekte fayda var…
Deprem evet Kahramanmaraş merkezliydi ve 10 ilde yıkıma sebep oldu…
Peki, deprem sadece oralara mı mahsus?
Yarın bir gün aynı felaketin bizim bölgemizde olmayacağını kim garanti edebilir?
Kaldı ki, uzmanlar da böyle söylüyor:
Muhtemel bir deprem bizim bölgemizi de vurabilir…
Bu yüzden kendimizi evvela bir garanti altına almalıyız, öyle değil mi?
Tamam, deprem Allah’ın bir afeti ve fakat demek değil ki, zararları azaltılamaz…
Değil mi yani?
Afeti veren Hüda, tedbir almamızı sağlayacak aklı da şüphesiz bize verendir…
O halde ne yapılmalı?
Birincisi, yapıların ivedilikle sağlamlık testinden geçirilmesi ve ekonomik ömrünü tamamlamış yapıların dönüşüme alınması gerekiyor…
Peki, kim yapacak bunu?
Belediyeler demeyin sakın!
Zira bu denli kapsamlı bir adım, belediyelerin altından kalkacağı bir iş değil…
Dolayısıyla bundan sonraki sürecin doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından koordine edilmesi gerekiyor…
Belediyeler de bu sürece refakat edecek, o kadar…
Biz şöyle düşünüyoruz; Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hususta ilgili bakanlıkları harekete çevirecek ve gerekli yasal düzenlemeler bir an önce yapılacaktır…
Anlayacağınız mesele başlamak; zira başlamak bitirmenin tam da yarısıdır…