DADAŞ OLMAK…

Bu şehirde olmaz bir şey de, ne olur ki yani olsa!

Şöyle herkes bir araya gelse ve kenetlense de, Kazım Karabekir Stadyumu’nun altını üstüne getirsek, ne olur yani!

Kıyamet mi kopar?

Gök mü yerinden oynar, ne olur yani?

Ümraniye dediğiniz semt takımı, stat dedikleri derme-çatma yapıyı bile seyirciyle doldurdu…

Dikkat edin, “taraftar” demiyoruz, “seyirci” diyoruz…

Peki, ya biz öyle miyiz?

Passolig sayısında bile hatırı sayılır bir yerdeyiz…

Karda, kışta, buzda, yağışta, yolda, dağda, şehirde, bayırda, kısacası akıllara gelecek her yerdeyiz…

Yeter ki orada Erzurumspor olsun, öyle değil mi?

Bakın!

Perşembe günü Erzurumspor hayati öneme sahip bir maça çıkacak… Öyle ki, bu karşılaşma kazanmamız halinde belki de Süper Lig bileti olacak…

O derece önemli bir maç yani…

Şurası çok net!

Erzurumspor, bu sezon evinde oynadığı neredeyse tüm maçları kazandıysa, bunu taraftarına borçlu… Kaldı ki, taraftarın takım üzerindeki etkisinin ne denli önemli olduğunu, maçların seyircisiz oynandığı dönemlerde çok daha iyi görmüş olduk.

Hatırlayın!

Geçtiğimiz sezon evimizde maç kazanamıyorduk resmen!

Ama şimdi öyle mi?

Takım üzerinde olumlu etki yapan taraftarın da katkısıyla, genellikle hep 3 puanla ayrılıyoruz sahadan…

Bu devam etmeli!

Onun da ötesinde, Eyüpspor maçı için özel bir çaba sarf edilmeli!

O taraftar, o stada gelmeli, getirilmeli!

Bu iş için herkes mihmandarlık etmeli, öncü olmalı, başı çekmeli!

İmkânı olan imkânı olduğu kadarıyla maça beraberinde taraftar getirmeli, bilet almalı, bilet hediye etmeli!

Eli para tutan Dadaş dostlar harekete geçmeli, azına-çoğuna bakmadan 3, 5 ya da 10 bileti Erzurumspor için almalı!

Öyle ya, biz Erzurum’uz, Erzurumluyuz…

Birilerinin sadece bir semt takımı için verdiği mücadeleyi, biz koskoca bir şehir takımından mı esirgeyeceğiz?

Asla!

Çünkü Dadaş olmak bunu gerektirir…

Nokta!