Dev ya da deve

Deve dikenini bilenler bilir…
Çölde yetişir ve bu dikeni en çok da develer sever.
Yedikçe ağızları kanar, kanın tadıyla karışan diken devenin daha çok hoşuna gider, yedikçe kanar, kanadıkça yerler…
Hatta öyle bir an gelir ki, sırf diken yediği için kan kaybından ölen develer bile vardır…
Şimdi bunu niye mi anlattık?
Küresel çete var ya, küresel çete!
İçerideki işbirlikçileriyle el ele verip, içimizdeki İrlandalı develere habire diken ikram edip duruyor…
Bu develer de, kendilerine ikram edilen dikeni ağızlarında sağa-sola çevirip durdukça o diken tadından yenmez hale gelir…
Öyle zevk alır, öyle dalarlar ki yemeye, en sonunda kaybeden de yine kendileri olurlar…
Bakıyoruz da…
İçimizdeki İrlandalıların ağzı hiç boş durmuyor!
İftira, karalama, algı oluşturma, itibar suikasti ve daha neler neler var ağızlarında…
Hiç durmuyorlar…
Ağızları her an dolu ve adeta nefret kusuyorlar iktidara…
Kendileri gibi İrlandalı olan kesimlerden alkış aldıkça da, dikenden lokmalarını büyütüyor, büyüttükçe keyf alıyorlar…
Sanıyorlar ki, ağızlarına verilen dikenlerin ardından ziyafet gelecek!
Sanıyorlar ki, hapsedildikleri o çöl, cennetten bir bahçeye dönüşecek!
Ama yanılıyorlar…
Çünkü günün sonunda bırakın karınlarını doyurmuş olmalarını, kan kaybından hepsi ölüp, yitip ve gitmiş olacaklar… 
O yüzden develiğin lüzumu yok!
Kuru bir çöl olsa da bu topraklarda birlikte yaşayacağız, cennetten bir bahçe olsa da birlikte yaşacağız…
Ve unutmadan!
Bu ülkeyi çöle dönüştürecek olan da biziz, cennet bahçesine dönüştürecek olan da…
Bu yüzden sözümüz o İrlandalılara gelsin:
Ya DEV olacaksınız!
Ya da DEVE olacaksınız!
Seçim size kalmış…