Hepimiz biliyoruz ki, o teğmenler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ihraç edilmediler…
O teğmenler, yasaklanmış bir yemin metnini okumakta ısrar ettikleri için…
Bu yöndeki başvuruları 7 kez reddedilmesine karşın bildiklerini okudukları için…
Bellerinde taşıdıkları kılıçlarını çekerek, yasaklı yemin metniyle siyasi iktidara sözde mesaj verdikleri için ihraç edildiler…
Şimdi!
Son birkaç gündür oluşturulmaya çalışılan algı, teğmenlerin nahak yere ordudan ihraç edildikleri yönünde…
Halbuki durum hiç de öyle değil…
Ordu, siyaset yapma yeri hiç değil!
Siyaset yapacaksanız, o üniformayı sırtınızdan çıkaracak, kendinize başka meslekler seçecek ve siyasetinizi öyle yapacaksınız…
Ama sırtınızda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli üniformasıyla ideolojik takıntılar peşinde koşup, üstelik Mustafa Kemal’i de kullanmak suretiyle bildiğinizi okuyamazsınız!
Hani diyorsunuz ya;
-Mustafa Kemal’in askerleriyiz! Diye…
Biliyor musunuz?
Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki çatısı altındaki subayların siyaset yapmalarına en başta karşı çıkan isimdi…
-Askerseniz görevinizi yapın, siyaset yapmak istiyorsanız, bunu asker üniformasıyla yapmayın! Diyen bilakis Mustafa Kemal’in takendisiydi…
Eee…
Nasıl olacak şimdi?
Size bir şey söyleyelim mi?
Mustafa Kemal bu olup biteni görseydi, en başta bu teğmenlere haddini bildirirdi…
Uzun sözün kısası:
Meseleyi getiripte disiplinsizlik algısı üzerinden yorumlamak, hedefi sadece saptırmak olur…
Çünkü burada mesele disiplinsizlik falan değil, düpedüz itaatsizliktir…
Ve itaatsizlerin yeri asla ordu değildir!