Eğitim ve yine eğitim…

 

Birkaç okulda denk geldik; binalarda yenileme, tadilat ve benzeri bir takım çalışmalar var… 
Öğrenciler, kumların ve çeşitli inşaat malzemelerinin arasında okula gidip gelmek durumunda kalmışlar… 
Dikkatimizi çektiğinden kendimize de sorduk bu soruyu ve dedik ki; 
“Koskoca yaz tatili geride kaldı, 3 ay bitti. Bu inşaat çalışmaları o dönemlerde neden yapılmadı da, okullar açıldıktan sonra başladı?” 
Belki okul idarelerinin de kendi zaviyelerinden haklılık yanları vardır, olabilir de… 
Ancak bu tür çalışmalar keşke eğitim-öğretim faaliyetlerinin olmadığı zamanlar için planlansa… 
Yazık!
İş makinaları çalışıyor, çocuklar derste… 
Ustalar duvar sıvıyor, çocuklar derste… 
Okul bahçeleri çamurdan, harçtan ve kumdan geçilmiyor, öğrenciler derste… 
Tabi bu saatten sonra yapacak zaten bir şey yok, başlayan işler bir şekilde yürümek zorunda… 
Ama en azından bundan sonrası için daha dikkatli olunsa keşke!
Çünkü o çocuklar bu plansızlığı ve bu iş bilmezliği gerçekten hiç hak etmiyor!
Bu konuyu burada bağlayıp, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Hoca ile devam edelim… 
En başından beri diyoruz: 
“Yusuf Tekin, son yıllarda MEB’in başına gelmiş-geçmiş en isabetli isim oldu” diye… 
Ne var ki, bu isabetli yaklaşım herkesi memnun etmiyor! 
Türk eğitim sistemindeki çarpıklık ve aksaklıkların çözümü için atılan adımlardan maalesef rahatsız olanlar da çıkıyor… 
Ancak biz bu kararlı gidişatın devam edeceğini ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in eğitim alanında reform denebilecek adımlar atmayı sürdüreceğini düşünüyoruz… 
Umuyoruz, bizim sahiplendiğimiz gibi, siyasi irade de sahiplenir Yusuf Tekin hocayı da, özlemini çektiğimiz eğitim sistemine hep birlikte kavuşmuş oluruz… 
Zira buna ihtiyacımız var…