ERZURUM SUSTU RESMEN… 

Dün yıkılmalıydı Erzurum!

ABD Başkanı Joe Biden’in 1915 olaylarıyla ilgili olarak yaptığı “soykırım” tanımlaması, şehrin gündemi olmalı ve yediden yetmişe herkes sesini yükseltmeliydi. 

Erzurum deyip geçmeyin!

Bu şehir dile gelecek olsa, Ermeni mezalimini haykırırdı ilk önce. 

Yanıkdere’den, Cinis’ten, Alaca’dan, Pasinler’den, Köprüköy, Horasan ve Karskapı’da yaşanan vahşeti anlatırdı. 

Hadi şehir bunu yapamadı, peki ya şehri yönetenler niye yapmadı? 

Yanıkdere niye boş kaldı dün? 

Pasinler ne yaptı mesela? 

Horasan’dan bir ses yükseldi mi? 

Ya da soruyu şöyle değiştirelim: 

Erzurum’da dün kimin sesi çıktı? 

Biz söyleyelim; sadece Aziziye’nin… 

Ermeni mezaliminin belki de en ağır biçimde yaşandığı Alaca’dan öyle bir ses yükseldi ki, milli refleksin tam da tarifi oldu.

Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan’ın çok sert bir açıklamayla kınadığı ABD Başkanı Biden’i, AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz de lanetledi.

Nereden? 

300’e yakın masum insanın katledildiği Alaca’dan. 

Şehit mezarlarının başında dualar edildi, ABD Başkanı Biden başta olmak üzere Diaspora ve emperyalist tüm güçlere lanet okundu. 

Keşke… 

Ah keşke diğer yöneticilerden de duyabilseydik bu sesi. 

Onlar da bu toprakları kanla sulanmış memlekette seslerini yükseltebilseydiler keşke.

Ama olmadı! 

Akledemediler, fikredemediler! 

Ondan sonra kalkıp diyoruz ki; “Bu ABD senelerdir ne diye düşmüş bu soykırım iddiasının peşine?” diye… 

Bu yüzden işte. 

Nasılsa biliyor ki, hassasiyet zayıf, milli bilinç ve refleksler güçsüz. 

Ne bindirsek kârdır diyerek, saldırıp duruyorlar senelerdir. 

Uzun sözün kısası: 

Onlar cesareti kendilerinden değil, bizim sessizliğimiz, suskunluğumuz ve teslimiyetçiliğimizden alıyorlar. 

Var mı ötesi?