Festival…

Palandöken Kültür Yolu Festivali sona erdi…
İyisiyle, kötüsüyle, eleştiri ve tartışmasıyla bir haftaydı, geldi ve geçti…
Kötü mü oldu?
Elbette hayır…
Gönül ister ki, her yıl, her yaz ve her ay yapılsın bu tür organizasyonlar…
İçeriği ne olursa olsun, hangi şekilde planlanırsa planlansın ama sonuç itibariyle yapılsın…
Buna bir itirazımız olabilir mi?
Olamaz!

***

Gelelim bizim neye itiraz ettiğimize…
Biz başından beri, hatta festival başlamadan önce şunu demiştik: 
-Ekonomik sorunlarla mücadele ettiğimiz bir dönemde devletin böylesine gereksiz harcamalar yapmasını yanlış buluyoruz…
Haksız mıydık?
Değildik…
Çünkü devlete faturası 150 milyar doları bulan bir deprem felaketi yaşamıştık…
Pandemi sebebiyle kırılan tedarik zinciri, artan gıda ve emtia fiyatları, jet hızıyla yükselen enflasyon ve kurdaki dalgalı süreç, ülkenin sırtına öyle bir yük bindirmişti ki, devlet ekstra vergiler koymak zorunda kalmıştı?
Yalan mı?

*** 

Tamam, festival veyahut festivallerin alayının masrafını bir araya getirseniz, içinde bulunduğumuz ihtiyacın yanında belki de devede kulak kalacaktı…
Ama mesele bu değildi ki!
Mesele, vatandaştan tasarruf, mücadele ve fedakarlık bekleyen devletin, bu çorbada kendi tuzunun da olması meselesiydi…
Bunu gören vatandaş derdi ki: 
-Devletim benden fedakarlık yapmamı istiyor ama benzer tasarruf adımlarını kendisi de atıyor…
Hal böyle olunca, vatandaşa bile hoş gelmeye başlardı ekonomik sorunlarla mücadele… 
Yoksa hepimiz biliyorduk bir çiçekle bahar olmayacağını… Ama yine biliyorduk ki, her bahar da bir çiçekle başlayacak… 
Bilmem anlatabildik mi? 
Bu arada!
Allah güç kuvvet versin de, şu ekonomik badireleri en kısa sürede atlatalım millet olarak…
Siz festival neymiş asıl o zaman görün!