Gençler ve ayna…

Z kuşağı üzerine kaleme aldığımız dünkü yazımızda, inanır mısınız kendini Z kuşağı diye tarif eden bir genç kızdan eleştiri aldık…

Dedi ki:

“Bizi bu kadar eleştiriyorsunuz madem bunda siz anne babaların hiç mi katkısı yok?”

Haksız değildi elbette…

Biz de kendisine haklı olduğunu, gençlerimizin bu noktaya gelmesinde en büyük payın çevresel koşullar olduğunu üzerine basa basa ifade ettik.

Kaldı ki, pandemi süreci de dahil olmak üzere gençlere yönelik olarak kaleme aldığımız birçok yazıda, gençlerden ve çocuklardan ziyade daha çok ebeveynlerin üzerine düşen sorumluluklara dikkat çekmişizdir…

Örneğin, anne babalara çok demişizdir:

“Çocuklarınızın telefonla çok fazla meşgul olmalarını eleştirmeden önce kendinize bakın, çünkü o bunu sizden gördü!” diye…

“Çocuklarınızın odalarına ya da kendi köşelerine çekilmelerini eleştirmek yerine, onlarla neden iletişim kuramadığınızı düşünün!” diye…

Bu ve bunun gibi daha birçok uyarı ve ikazda bulunmuşluğumuz da vardır anne babalara…

Bu bakımdan genç kızımızın eleştirisini yabana atacak değiliz… Zaten kendisine de ifade ettik bu yöndeki görüşlerimizi…

Uzun sözün kısası; gençlerimizin hal ve hareketlerinden, tutum ve davranışlarından bazen dert yanıyoruz yanmasına ya; aslında bu süreçlerde biz kendimizden de dert yanmış oluyoruz…

Çünkü anne ve babalar olarak bizler çocuklarımızın aynasıyız ve tabii ki onlar da bizim…

Dolayısıyla nasıl görmek istiyorsak, kendimizi evvela o şekle sokmak zorundayız.

İki kere iki, eşittir dört!