Gençlerimiz…

Adını “Z Kuşağı” diye tabir ettikleri bir nesil var. Güya gençler, güya özgürler, güya sınırsız düşünebiliyor, sınırsız yaşıyorlar… 
Böyle bir neslin bırakın çevresine, kendisine bile faydası olmaz, bu bir… 
İkincisine gelince, gençlik bizim en büyük dinamizm kaynağımız, enerjimiz ve gücümüz… 
Ancak ne var ki, bu gücü bizim elimizden almaya çalışanlar, sosyal medyanın da etkisiyle zihinleri ve beyinleri zehirlemeye çalışıyorlar… 
Milli ve manevi değerlerden uzakta, bilinçsiz, şuursuz, bencil ve mateyalist kafaların sayısı her geçen gün artıyor… 
Yani öyle bir raddeye ulaştırmak istiyorlar ki, vatan yansa onların umurunda olmaz! 
Buna fırsat vermemeliyiz… 
Gençlerimizi başıboş, sorumsuz yetiştirmemeliyiz… 
İsterse yetişkin olsunlar, hiç mühim değil…  
Elimizi üzerlerinden çekmemeli, aldıkları her kararı kontrol etmeli, ağırlığımızı hissettirip aslında kendi başlarına olmadıklarını fark ettirmeliyiz… 
Gençlik kuruluşları var, vakıflar var mesela… 
Sosyal ve kültürel etkinliklerle bilinçli bir gençlik yetiştirmek isteyen oluşumlar var… 
Onlarla gençlerimizi tanıştırmalı, başka kötü amaçlı fikirlere ve oluşumlara fırsat vermemeliyiz. 
Şimdi genellikle gençlerimizi suçluyor, kabahati ve kusuru onlarda görüyoruz ama gelinen noktada ebeveynler olarak bizler de sorumluyuz… 
Gözümüzü üzerlerinden ayırıyoruz çünkü… 
“Gençtir, fazla baskılamamak lazım” şeklindeki saçma sapan bir düşünceyle onları kendi hallerine bırakıyoruz… 
Yapmayalım!
Bu anlayışı uzatmayalım!
Her şey zamanında ve yerinde güzel; o halde biz de güzel olanı yapalım ve gençlerimizi ileride çıkılması zor dehlizlere bırakmayalım!