GENÇLİK

Hemen herkes Z kuşağı diyerek, yeni nesilden dert yanıyor. Gün geçmiyor ki bir ortamda gençlerin içinde bulundukları duruma eleştiri getirmiyor olalım.
Yok tiktok kültürü, yok fecabook kültürü, yok bilmem ne!
Herkes bu konuda yakınıyor ama bu nesli kurtarmaya yönelik adım atan var mı, o da yok.
En çok da bu durum siyasetçiler, etkililer ve yetkililer nezdinde dikkat çekiyor. Bakıyorsunuz adam bakan ya da milletvekili Z kuşağı diyor, başlıyor dert yanmaya. Popüler kültür diyor kimi, kimi de tiktok kültürü diyor, dert yanıyor. Dert yanan bir milletvekili ve deyim doğru olursa eğer elinde de mühür var, yani Süleyman kendisi.
Ne yapıyor bu soruna karşı?
Hiçbir şey yapmıyor.
Sen yapma, ben yapmiyim, o yapmasın, kim yapsın peki?
Gençliği bu çirkin durumdan kim kurtarsın?
Ugandalı yetkililer mi?
Onu bunu bilmem ama bu hususta hem Milli Eğitim Bakanlığına hem de Gençlik ve Spor Bakanlığına büyük sorumluluklar düşüyor.
Gençlerin dikkatini yeni hedeflere çekmek zorundalar. Gençliğe milli şuur ve bilinç aşılamak zorundalar. Gençleri tiktokun pençesinden çekip kurtarmak zorundalar!
Daha çocuk yaştaki genç kızların içine düştükleri gayriahlaki durumun ve yozlaşmanın hepimiz farkında değil miyiz?
Duyar kasmak için gençler artık vücutlarını kullanıyor, kendilerini cinsel birer objeye dönüştürüyor, küfür, argo, yozlaşmış bir dil ve jargon, hepsi bizde.
Ama gelin görün ki, hepimizin yaptığı sadece durum tespiti o kadar. Hiçbirimizin çözüm sunmaya ya da üretmeye ya mecali yok ya da niyeti yok.
Bu çelişkiden kendimizi kurtarmamız gerekiyor. Çünkü gençlik elimizden kayıp gidiyor.