İmamoğlu… Hakaret… Mağduriyet!!! 

Dün ucundan kıyısından değindiğimiz Ekrem İmamoğlu bahsine, bugün de yargı kararı üzerinden devam edelim…

Şimdi!

Yargı hapis cezası verdi diye, İmamoğlu’nun kahraman olduğunu düşünen ne de çok alık varmış, öncelikle bunu görmüş olduk…

İmamoğlu ile Erdoğan’ı aynı kefeye koyan akılsızlar da hayliceymiş, onu da gördük… 

O halde siyaset yapmak isteyen herkes evvela bir cezaevine düşsün, gerisi de çorap söküğü gibi gelsin madem…

Neden düştüğü, niye düştüğü, nasıl düştüğünün önemi yok; sadece hapis cezası almak yeterliyse madem…

Şu kafaya bakar mısınız?

Erdoğan da belediye başkanı iken hapis cezası almış, ama şimdi Cumhurbaşkanı…

İmamoğlu da belediye başkanı iken hapis cezası aldığına göre; o halde o da Cumhurbaşkanı adayı…

Pe, peh, peh!

Böyle düşünenler ne kullanıyor ve bu kafaya nasıl ulaşıyor, doğrusu anlamış değiliz…

Beyler!

Bakın, beyler diyoruz…

Erdoğan şiir okudu, şiir…

Okuduğu o şiirle de 28 Şubat’çıların nasırına bastı…

Peki, İmamoğlu ne yaptı?

Hakaret etti, hakaret…

Şöyle ki…

Misal, falanca kişiye, kuruma ya da bir kurula hakaret ettiniz ve bundan dolayı ceza aldınız diyelim…

Siz şimdi böyle bir durumda haksızlığa uğrayıp, mağdur olmuş mu sayılıyorsunuz?

Elbette hayır!

Tam tersine işlediğiniz suçtan dolayı cezayı “hak etmiş” oluyorsunuz…

İmamoğlu’nun durumu tam da budur işte…

Hakikat bu iken, kalkıp da bir mağduriyet kurgusu yapmak, en hafif tabirle izansızlıktır…

Ömrü uzun olsun, muhterem pederimizin meşhur bir sözü var, bazen der ki: 

-Aklınız hiç mi yer etmiyor?

Şimdi biz soruyoruz İmamoğlu’nun mağduriyet zokasını yutanlara:

Sahi!

-Aklınız hiç mi yer etmiyor?