İNSANI  YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN!

Evet, dün kaleme aldığımız yazımızda marketlerde ayçiçek yağı alabilmek için birbirini ezen ahmaklardan bahsetmiştik…
Ne demiştik?
-Yüzünüz ak olsun, fırsatçıların ekmeğine iyicene yağ sürdünüz…
Ve gelelim bugüne…
Ayçiçek yağı ile ilgili manipülasyonu kimler yaptı, bu işten kimler ne kadar kazandı ya da bir diğer ifadeyle götürdü, ona bakalım biraz da…
Dün üşenmedik, birkaç marketi gezelim dedik…
İnanır mısınız, iki gün öncesine kadar bilmem kaç lira olan ayçiçek yağı, bilmem kaç liraya fırlamıştı…
Ve yine inanır mısınız, beş litrelik ayçiçek yağlarının dizili olduğu raflarda ise, in-cin top oynuyordu…
Şimdi!
Bu yağlara ne oldu?
Koli koli yağları iki günde vatandaş mı eritti yoksa üç harfli marketler olanca yağı depolalarına falan mı indirdi?
Sadece onlar da değil…
Bizim yerel marketlerde de benzer görüntüler vardı, raflar boştu yani…
Belli ki bu olup bitenlerden kazançlı çıkmak için ellerini ovuşturanlar var ortalıkta… Değil vatandaşın kanını, yağını ve hatta iliğini sömürmek için dahi sıraya girmiş olanlar var…
Peki, bekleyip onların bizi sömürmelerine izin mi vereceğiz?
Hayır!
Vermemeliyiz, daha doğrusu bu izin verilmemeli!
Kim yapacak bunu?
Kim olacak, elbette devlet yapacak…
Bir gecede çektikleri ayçiçek yağı operasyonuyla vatandaşın cebine kolunu sokan nerede ve ne kadar iblis varsa yakasına yapışmalı devlet!
Karaborsacılıkla, stokçulukla, fırsatçılıkla yakından ilgilenen ne kadar adi, ne kadar namussuz ve ne kadar haysiyetsiz varsa; depolarına kadar girmeli ve vatandaşın ihtiyacını inlerine stok eden şerefsizlerden bunun hesabını sormalıdır devlet!
Muz cumhuriyetinde yaşamıyoruz!
Burası binlerce yıllık devlet geleneğine sahip olan bir devlet…
Her daim 18 yaşında olduğunu söylediğimiz ve de hainlik eden kim varsa tam da tepesine bineceğine inandığımız bir devlet…
Herkes gördü oynanan oyunu…
Hepimiz gördük, yaşadık…
O halde şimdi bu semirmiş haysiyetsizlerin etini yağlarından ayırma zamanıdır!
Öyle ya!
Ne diyordu Şeyh Edebali:
İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!