İNTERNET… 

İnternetin hayatımıza girişi 90’lı yıllara kadar uzanıyor. 

Ondan öncesi ise, günümüzdeki internet ağı sisteminden ziyade, çok basit bir sistemle bilgisayarlar arası bağlantıdan ibaretti ve sadece savunma alanında kullanılıyordu. 

Şimdi son güncel rakamlara göre; dünya nüfusunun yarısından fazlası internet erişimine sahip ve milyarlarca insan da sosyal medya kullanıcısı… 

Düşünün!

Milyarlarca insan!

Bunlar arasında akıllısı da var, delisi de var… 

Soytarısı da var, düzenbazı da var… 

Art niyetlisi de var, samimiyetsizi de var… 

Var da, var… 

Ve milyarlarca insan evinde, işyerinde, dahası elinde ve cebinde aslında tehlikeli bir silahla dolanıyor!

Şunu düşünebilirsiniz:

İnternetten silah mı olur? 

Evet, oluyor. 

Doğru kullanılmayan, kötü amaçlar için araç edilen bu internet ve özellikle de sosyal medya, karşımıza etkili bir silah olarak çıkıyor. 

Ve belki de Türkiye dışında hiçbir ülkede sosyal medya bu kadar hoyratça kullanılmıyor.

Herkes olmuş gazeteci, herkes olmuş aktivist, herkes olmuş ekonomist, herkes olmuş uzman, herkes olmuş politikacı, herkes olmuş siyasetçi, herke, herkes… 

Biri de çıkıp kendi kendine demiyor ki; “Ben bu işten ne anlarım!” diye. 

Neye sebep oluyor bu durum?

Bilgi kirliliğine neden oluyor elbette… 

Allah’a şükür!

Okuduğumuz, sorguladığımız, öğrenmek için araştırdığımız falan yok zaten…

Ne duyuyorsak inanıyor, ne söylüyorsak inandırıyoruz. 

Şimdi anladınız mı, internet ve sosyal medya için neden “etkili bir silah” dediğimizi?

Çünkü cehalete karşı şu ana kadar hiçbir savunma mekanizması geliştirilemedi, geliştirilemeyecek!