KAYBEDENLER KULÜBÜ…

Sorsanız, düşünce ve ifade özgürlüğü derler…

Sorsanız, sanatçı(!) ve sanat erbabı derler…

Sen dini değerlere ve manevi şahsiyetlere hakaret edeceksin, sonra buna sanat kılıfı geçirecek ve ahaliyi ahmak yerine koyacaksın, öyle mi?

Ama yok öyle yağma!

Mesele malum; Sezen Aksu ve adına eser dedikleri sözde zırıltıdan bahsediyoruz…

Konu geride bıraktığımız bir haftanın gündemindeydi ve bu konuda herkes bir şeyler söyledi…

Nihayetinde dün de Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu…

Mealen ne dedi?

-Mukaddesata uzanan dilleri koparmasını da biliriz!

Bunu da sorsanız, sanata ve sanatçıya saygısızlık derler…

Hadi oradan!

Ne sanatı, ne sanatçısı?

Eğer sizin sanat dediğiniz bu milletin değerlerini aşağılamak, dalga geçmek ve alay etmekse, -kimse kusura bakmasın- öyle sanatın içine tükürürüz biz!.. Tabi sanat icra ettiğini söyleyenin yüzüne de…

Hele şu işe bakar mısınız?

Neyi bırakmış, nelerle uğraşıyoruz…

Bitmiyorlar da bir türlü…

Yerden mantar gibi türüyor, türlü türlü saçmalıklarla milleti resmen tahrik etmeye çalışıyorlar…

Ve tarih bunları bir bir kaydediyor…

Kimse zannetmesin ki, bu çirkin yaklaşım hafızalardan silinip gidecek…

Her şeyi yazıyoruz…

Her şeyi görüyoruz…

Her şeyi biliyoruz…

Serçeyi de biliyoruz, kargayı da biliyoruz, kuzgunu da biliyoruz…

Ve milletle ve yine bu milletin değerleriyle kavgalı olanların ¬ilanihaye kaybeden taraf olacağını da biliyoruz…

Sahi!

Neydi o meşhur filmin adı:

“Kaybedenler Kulübü”

Eh artık…

Bu saatten sonra minik serçeye de kaybedenler kulübünde sahne almak düşer…