Biz gençleri ne ara kaybettik, biliyor musunuz?
Pandemi döneminde kaybettik…
Kapanmalar, karantinalar ve beraberinde hayatımızda çok daha fazla yer bulmaya başlayan internet sayesinde gençlerimizi avuçlarımızdan kaçırıverdik…
O süreçle birlikte küresel ekonomik kriz, hayat pahalılığı, enflasyon artışı, orman yangınları, sel felaketleri ve son olarak da deprem felaketi derken, gençlerimiz hoş siyasetten falan anladıklarından değil, internette görüp okuduklarından etkilenmeye başladı…
Bu sütunda kaleme aldığımız yazılarımızı takip edenler bilir, son 3 yıl içerisinde internet kullanımı ve gençlik üzerine o kadar çok kelam etmişizdir ki, sayısını biz bile unutmuşuzdur…
Ve bu yazıların hemen hepsinde mutlaka da bir uyarıda bulunmuşuzdur; gençliği elimizden kaybederiz, avuçlarımızın arasından kayıp giderler diye…
Tabi bu gerçeği sadece biz görmedik, etkili ve yetkili isimler de benzer telkinlerde bulundu…
Tedbirler alındı, alınacak, alınıyor derken, iş çoktan işten geçmiş oldu… İyi niyetliydik, gerçekten halisane duygular taşıyorduk, ancak gençlik konusuna gereken ilgiyi ve alakayı gösteremedik, gençlerimize yeterince zaman ayıramadık…
Gençleri şeytanın avukatları teslim aldı. Çünkü birçoğu kendi aklı ya da fikriyle değil, şeytanın aklı ve fikriyle konuşuyor bazen…
Dikkat gerek!
Gençleri içinde bulundukları bu kaybolmuşluktan kurtarmak gerek…
Hem de bir an önce…