Kaymakam Bey…

Son günlerde niyeyse gündem oldu birden… 
Karayazı ilçesinde bir sürü sahibine uyarılara kulak asmadığı ve kuralları ihlal ettiği için para cezası kesiliyor… 
Vay sen misin ceza kesen? 
Öyle ki, mesele muhalif tutumlarıyla bilinen yayın organlarına bile konu oluyor… 
Neymiş, Kaymakam çobana para cezası kestirmiş! 
İyi de… 
Kaymakam, o ilçenin mülki amiri değil midir? 
Evet, öyledir… 
Peki, o mülki amirin o ilçeyi kanunlar çerçevesinde yönetmesi ve orada devleti temsil etmesi gerekmez midir? 
Evet, gerekir… 
Eee… 
Sorun ne o zaman? 

***

Düşünebiliyor musunuz? 
Bir sürünün sahibi çıkacak, kafasına göre at oynatacak, karayolu güvenliğini tehlikeye atacak, üstelik defalarca şikâyet edildiği için yine defalarca uyarılacak ama yine de bildiğini okuyacak… 
Kanunu, kuralı, nizam ve intizamı hiçe sayan sürü sahibi, diğer bir tanımla da bu çoban efendi, kesilen cezadan mustarip olacak ve önüne gelen de ilçe kaymakamına yüklenecek, öyle mi? 
Geçeceksiniz o işi… 
Bu ülkede kanun ve kurallar herkes için geçerli… 
Kim olursanız olun, ne olursanız olun, kanun ve kuralları ihlal ettiğiniz anda muhakkak bir yaptırımla karşılaşırsınız… 
Bak, bak, bak! 
Baştan aşağı kötü niyet kokan pazarlamaya bak hele!
“Kaymakam çobana ceza kesti…”
Ama nedense hiç o çobanın kusur ve kabahatini soran yok, gören yok!!!

*** 

Karayazı Kaymakamı kimdir, bilmiyoruz… 
Ancak izlediği bu yolun en doğru yol olduğunu sadece düşünmekle kalmıyor, altına imzamızı da atıyoruz… 
Zira herkes haddini bilecek! 
Çoban olsa da bilecek, sürü olsa da bilecek, hatta ve hatta o sürünün köpeği bile olsa aşılmaması gereken çizgileri eksiksiz ezber edecek… 
Ve kimse…
Ama hiç kimse işini yaptı diye bu ülkede bir kaymakamı linç edemez, edemeyecek! 
Dolayısıyla… 
Sen bunları kafana hiç takma Kaymakam Bey!
Çünkü bunların ne çoban diye bir dertleri var, ne de çobana kesilen cezadan dolayı üzgünler…  
Bunların bir tek gayesi var, o da; devlete karşı kin ve nefret tohumları ekmek, devletin itibarını gölgeleyip, dahası küçük düşürmek…  
Peki, biz bunu yer miyiz? 
Elbette yemeyiz… 
Hoş elimizde kalemle doğmadık; üstelik Erzurum tabiriyle de, “reşber” milletiz… 
Kim ne ekerse eksin, fark etmez! 
Biz, evvel Allah’ın izniyle tırpan tutmasını da biliriz…