Kazın ayağı…

Bunlarda zerre akıl yok, zerre mantık yok! Geçenlerde hangi şehirdi bilmiyorum, göl kenarına çarşaflı birkaç bayan geliyor, kazları çantalarına koyup oradan ayrılıyor. İlk bakışta kazların gölden çalındığı zannediliyor ve malum güruh hemen bu olayı mültecilere bağlıyor. Suriyeli göçmenler, gölde yüzen kazları çantaya koyup kayıplara karıştı diye ortalığı velveleye veriyor. Tabi görüntüleri izleyen herkes de buna inanıyor. Ama sonradan anlaşılıyor ki, kazın ayağı hiç de öyle değil. Suriyeli mülteci diye yutturulmaya çalışan kadınlar, memleketin öz evlatları, çantalarına koydukları kazlar ise, yanlarında getirdikleri ve kendi besledikleri kazlar.

Mesele de şöyle: Bu kadınlar, kazları gölde yüzmeleri ve su ihtiyaçlarını gidermeleri için beraberinde getiriyor ve göletteki yetkili kazları göle bırakamayacaklarını söylüyor. Bunun üzerine kadınlar, çantanın içerisinde göl kenarına getirdikleri kazları, tekrar çantaya koyarak gerisin geri gidiyor. Tabi bu manzara göçmenler üzerinden her türlü kirli algıyı oluşturmak isteyenler için büyük bir fırsat anında bilgiyi dezenforme ediyor ve sosyal medyaya taşıyor.

Ondan sonra al sana gündem; mülteciler kazları çalıyor. Yani kamuoyunu aldatmak diye işte buna denir.

Sherlock Holmes’in de dediği gibi: “Hiçbir şey apaçık ortada duran gerçek kadar aldatıcı değildir!”

Bu da demek oluyor ki, bilgiyi doğru mu, eğri mi diye sorgulamamız gereken bir dönemdeyiz. Dijital bilgi çağı beraberinde dezenformasyonu da getirdi, bu yüzden sanal ortamda karşılaştığımız her bilginin doğru olduğu yanılgısından mutlaka kurtulmalıyız. Bu sorunsal, günümüzde aşılması gereken en büyük engellerin başında geliyor bana göre.

Yani en basitinden manavdan bir limon ya da herhangi bir meyve ya da sebze alırken dahi sağına soluna bakıp sağlam mı çürük mü diye kontrol ediyoruz. Ama ne yazık ki, aynı duyarlılığı ve hassasiyeti bilgi karşısında göstermiyoruz.

Medya okuryazarlığı da işte bunun için var. Bana göre eğitim sistemimizdeki en büyük eksikliklerden birisi de budur. Medya okuryazarlığı dersi, her öğrenciye verilmeli, seçmeli değil, tam tersine zorunlu tutulmalıdır. Çünkü artık bu ders alan dersi olmaktan çıkmış ve günümüzde zorunluluk haline gelmiştir.

İlgililerine duyurulur.