KIRTASİYE VE MARKET

Yazılarımı takip edenler bilir ki, nalına vurmayı da severim, mıhına vurmayı da severim. Bu yüzden bugünkü yazımda da kusura bakmasınlar ama kırtasiyeci esnafa tenkitte bulunacağım.

Her fırsatta üç harfli marketlerin kırtasiye malzemesi satmalarından yakınan kırtasiyeci esnafa şunu sormak istiyorum:

“Kendilerini hiç sorguladılar mı?”

Bunu bir örnekle izah edeyim.

Hafta sonunda üç harfli marketlerin birisinden bir defter aldım ve aynı defterle birkaç kırtasiyeciyi dolaştım. Yani bir lira, iki lira fark olur, anlarım da; aynı defterin fiyat farkı 10-15 liraları bulur mu Allah aşkına?

Ondan sonra da diyorlar ki, marketlerde kırtasiyenin işi ne?

İşte bu yüzden…

Yani fiyatları neye göre belirliyorlar bilmiyorum ama şu sıralar kırtasiyeci esnafın üç harfli marketleri bir dolaşmalarını ve oradaki kırtasiye malzemelerinin fiyatlarını gözden geçirmelerini tavsiye ediyorum. Tabi bunu yaptıktan sonra da kendi satış fiyatlarını belirlemelerini tabii ki de…

Çünkü arada bir fiyat farkı olmadığını gören veliler, alışverişlerini marketlerden yapmak yerine kırtasiyecilerden yapacaktır. Ama bu gidişat devam ettiği sürece ailelerin kırtasiye tercihinde başrolü marektler oynayacaktır.

Bu benim şahsi deneyimle elde ettiğim bir durum tespiti; inanmayanlar gider tıpkı benim yaptığım gibi önce üç harfli marketleri gezer, sonra da kırtasiyeleri.

Ne demek isteğimi de işte o zaman anlarlar.