KIZGINLIK…

Dün sosyal medyada viral hale gelen bir paylaşım yapıldı. Türkiye en kızgın ve sinirli ülkeler sıralamasında ikinci olmuş!

İlk sırada Lübnan, ikinci sırada da Türkiye geliyormuş. Tabi bu konuda herkesin yorumu farklı, kurulan sebep-sonuç ilişkileri de tabii ki.

Ama ben genel anlamda bir değerlendirme yapacak olsam, rahatlıkla şöyle derim:

“Bizim kendimizi ifade edememe” sorunumuz var. Öfke kontrolünden yoksun oluşumuz da işte bu yüzden.

Tüm psikolojik araştırmalar göstermiştir ki, aşırı öfke ve kızgınlık halinin altında yatan temel faktör; kişinin kendini ifade edememesidir. Bu da zamanla öfke kontrolünü kaybetmeye ve çok çabuk sinirlenmeye yol açar. Denenmiştir, kanıtlanmıştır. Hani bazen çocuklarda ya da ergen yaştakilerde de rastlarız bu duruma…

Kendilerini ifade etmekte güçlük çektiklerinde hemen ağlamaya başlarlar. Bu aslında bir dışavurumsal bir tepkidir. 

Öfke ve kızgınlık hali de işte bununla aynı şey.

Kızgınlık varsa, öfke varsa ve kontrol edilemiyorsa, bunun başlıca ve en temel sebebi ifade edememek ve edilememektir.

Bu çıkarımın ardından bir tavsiyede bulunmak gerekirse eğer; iş dönüp dolaşıp yine çocuklarımıza geliyor.

Çocuklarımızla iletişimi kopartmayalım!

Onlarla sürekli konuşalım, dertleşelim, paylaşalım, onlara danışalım, yardım isteyelim ve böylece kendilerine olan güvenin artmasını sağlayalım.

Bunu alışkanlık haline getirirsek, kendi kendilerini diledikleri gibi ifade edebilen gençler yetiştiririz, bu da kızgınlığı ve öfkeyi siler süpürür.

Uzun sözün kısası, Türkiye’deki sorunluk kızgınlık ya da öfke sorunu değil, tam tersine ifade sorunudur.