MİLLİ BAKMAK…

Önceleri ABD Başkanı her kimse ona sorarlardı, “Türkiye Başbakanı ile görüşecek misiniz?” diye…

Hatırlayın!

ABD Başkanı Clinton, koltuğun kenarına oturduğu yerde dinlemişti dönemin Başbakan Bülent Ecevit’i…

Çoğu kez de gerçekleşmezdi görüşmeler, Türkiye aylarca Beyaz Saray’dan randevu taleplerine yanıttır ki bekler dururdu…

Peki, ya şimdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruluyor ABD Başkanı ile görüşüp görüşmeyeceği…

Anlayabilene aslında şu cevap çok bile:

“O Biden ise, ben de Erdoğan’ım!..”

Yani “Ben Türk’üm!”

Yani “Ben Türkiye’yim!” demektir bunun tercümesi…  

Sadece bu diyalog bile Türkiye’nin nereden nereye geldiğini ve dış politikada bir dönemi kapatıp, yepyeni bir dönemi başlattığını pekâlâ rahatlıkla görebilir…

Görmeyenler yok mu, elbette var…

Onlar da zaten milli bakmayanlar, milli görmeyenler ve milli düşünmeyenlerden oluşuyor…

Yani bilmiyorum ama ülkesinin Cumhurbaşkanını Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda devlet başkanlarına ayar verirken görmek kimi rahatsız eder ki?

Ve bundan kim huzursuz olur ki?

Cevabı yukarıda işte…

Milli olmayanlar…

Emin olun aynı duruşu, kitlesi kapsamında kesinlikle bulunmadığımız/bulunmayacağımız bir başkası sergilemiş olsaydı bile gurur duyardık biz…

Çünkü biz Türk’üz!

Yerli ve milliyiz…

Milli bakıyoruz, milli görüyor ve milli düşünüyoruz…