?>)
Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK), deniz müsilajını sıvı gübreye dönüştüren çevre dostu ve ekonomik bir yöntem geliştirdi.
Marmara Denizi başta olmak üzere Ege ve Karadeniz kıyılarında da görülen müsilaj, sadece deniz ekosistemini değil, balıkçılık ve turizm gibi sektörleri de tehdit ediyor. 2021 yılında Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj felaketi sonrası, konu çevre politikalarının ve bilimsel araştırmaların gündemlerinden biri oldu. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) tarafından geliştirilen 'Radyasyonla Deniz Müsilajından Sıvı Gübre Üretim Yöntemi', sorunun bertaraf edilmesinde sadece çevresel değil, ekonomik bir fırsat da sunuyor.
Yeni yöntem kapsamında müsilaj, deniz ortamından toplanarak önce fiziksel olarak parçalanıyor. Ardından radyasyon teknolojisiyle işlem görerek moleküler yapısı değiştiriliyor. Bu sayede, karmaşık organik bileşikler daha küçük moleküllere ayrıştırılıyor ve bitkilerin kolayca emebileceği forma getiriliyor. Üretilen sıvı gübre, hem tarımsal üretim alanlarında hem de sera, bahçe ve peyzaj uygulamalarında kullanılabilecek ürün halini alıyor.
Geliştirilen yöntem sayesinde, ürün iki farklı şekilde değerlendirilebiliyor. İlki, deniz ortamına tekrar bırakılarak deniz canlıları için faydalı besin maddesi olarak doğaya geri kazandırılması. İkincisi ise sıvı gübre olarak tarımda kullanımı. Bu yönüyle çevre dostu ve döngüsel ekonomiye katkı sağlayan bir model sunuluyor.
Başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yerel yönetimler olmak üzere, çevre arıtma ve atık yönetimi konusunda faaliyet gösteren özel sektör temsilcilerinin de sürece entegre edilmesi hedefleniyor. Uzmanlara göre, patentli yöntemin yaygınlaştırılması, Türkiye’nin müsilajla mücadele kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda atıkların tarımsal girdiye dönüştüğü sürdürülebilir bir çevre yönetimi modeli ortaya koyacak. Uzmanlar, bu yeni teknolojik yaklaşımın, müsilajla mücadelede klasik temizlik yöntemlerinin ötesine geçerek sorunu katma değere dönüştüren bir anlayışı temsil ettiğini vurguluyor.