“Bugün, dünün sonucudur. Bugün yarının nedeni olacaktır. Bu itibarla, bizim için dün, şerefli geçmişimizdir; övünmek hakkımızdır… Fakat anıların ötesinde, dün bugünümüzün ve geleceğimizin rehberi de olmalıdır…”
***
Birbirine hayli derin anlamlar yükleyen bu cümleler dizisini, MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli kurdu dün…
Yazmaya kalksanız sayfalar dolusu, anlatmaya kalksanız saatler sürecek derin bir anlam barındıran bu cümleler, hakikaten de dünümüzü, günümüzü ve yarınımızı nelerin beklediğini koyuyor ortaya…
Bakınız!
Defalarca ifade edip yazmışlığımız, dilimiz döndüğünce de anlatmışlığımız vardır…
Ne dedik:
-Bizi tarih sahnesinden silmek istiyorlar!
Tıpkı bundan önce de defalarca denedikleri gibi…
Çevremizde ve bölgemizde yaşananlar ortada; emperyalist bileşenlerin yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları hamleler ortada…
Öyle ya da böyle ibre bir gün gelecek bizi, yani aziz milletimizi, yani Türkiye’yi gösterecek…
Trump’ın Gazze Planı…
Ve yine Trump’ın İsrail Başbakanı Netanyahu’ya sunduğu koltuk çekme hizmeti gösteriyor ki, kirli emellerinin hedefinde eninde sonunda Türkiye de olacak…
Peki, biz ne haldeyiz?
Asıl düşmanı unutmuş, tek çatı altında ve milli bir cephede buluşmamız lazımken, birbirimizin etine düşmüş durumdayız…
Pusulasını kaybetmiş bir anamuhalefet partisi…
Kürt halkının hakları diye hikâye anlatan ve her hikâyede Kürt kardeşlerimizi aldatan, emperyalistlerin, İsrail ve Ermeni emellerinin dem tutması için çaba gösteren bir siyasal hareket…
Milli Görüş adı altında her türlü milliliği ve muhafazakar milliyetçiliği sözde solcuların oyuncağı haline getirmiş mirasyedi bir oğul…
Sonra milliyetçiliği bile utandıran çıkışlarıyla emperyalistlerin ekmeğine yağ süren sözde iyilik hareketi…
Ve daha neler neler…
Biz tek bir “cephe” derken ve topyekün birliktelikten bahsederken, Türkiye’deki siyasetin rengine, tonuna ve ahvaline bakın hele!
Dün de bunları yaşadık…
Osmanlı’nın son döneminde yaşadık, Cumhuriyet’in kuruluş süreci ve sonrasında da yaşadık…
Demokles’in kılıcı gibi tepemizde darbeler sallandı hep!
Bir araya gelemedik, getirmediler!
Safımızı bir tutamadık, tutturmadılar!
Birbirimize doyasıya sarılamadık, zira aramıza hep ayrılık tohumları ektiler!
Dün bunu yaptılar, yine yapıyorlar…
Enerjimizi, birliktelik ruhumuzu, dirliğimizi, birliğimizi ve varlığımızı dün de tehlike olarak gördüler, bugün de öyle görüyorlar…
Yeter artık!
Gelin bozalım bu oyunlarını!
Gelin, adı ya da istikameti her ne olursa olsun bu ülkenin dört bir yanını birlik ve beraberlik siyasetiyle kuşatalım!
Düşmanlara karşı, bizi bölüp parçalamak isteyenlere karşı surlarımızı kardeşlik ve kardeşçe duygularla örelim…
Saflarımızı sıkı tutalım!
Sıkı tutalım ki, aramıza şeytanlar giremesin!
Omuz omuza verelim ki, bizi hiç kimse alt edemesin!
Tehlike yanıbaşımızda artık; sarı şeytan ise birşeylerin fitilini ateşlemenin derdinde…
Ya bu olanı ve biteni bölük pörçük halde izleyecek ve yanacağımız günü bekleyeceğiz ya da “Ya Allah!.. Bismillah!..” diyerek birbirimize kenetleneceğiz…
Madem bunları dün de gördük, o halde gerekeni bugün yapacağız…
Madem huzur ve barış içerisinde aydınlık yarınlar istiyoruz, o halde böyle bir sonucun temellerini bugünden inşa edeceğiz…
O gün…
İşte bugündür…