ÖLÜ TOPRAĞI

Benim yazılarımı takip edenler şunu çok iyi bilir ki, ben eğriye karşı doğrunun her zaman yanında olurum, doğrunun eğrisini ise hiç çekinmeden söylerim.
Yine bugün de AK Parti’den devam edelim. AK Parti’ye her ne olduysa, olayları ve gelişmeleri izah etmekten yoksun bir hale geldi. Yani bir adım atıyor, attığı adımı halka izah etmekte ve anlatmakta büyük güçlük çekiyor.
Örneğin ekonomi konusu; herkes her kafadan bir şey söylüyor, herkes her kafadan bir iftira, asılsız onlarca söz söylüyor. Ama AK Parti veyahut hükümet cephesinden birileri de çıkıp demiyor ki, bu adamlar yalan söylüyor, karşı taraf manipülasyon yapıyor diye.
Bir ölü toprağı serpilmiş sanki üstlerine, teknokratı da aynı, bürokratı da aynı, vekili de aynı, bakanı da aynı.
Teşkilatları hiç sormayın, onlar günlerini nasılsa uyuyarak geçiriyorlar. İktidar bu durumdayken muhalefet boş durur mu, durmuyor tabi. Elinden geleni ardına da koymuyor, Yalan, yanlış, eğri, doğru hiç farketmez, bildiğini okuyor, okuduğunu yazıyor, yazdırıyor.
Bir algı ki hemencecik oluşuyor ve yediden yetmişe herkes de buna inanıyor. Halbuki aslı astarı yok, ancak çıkıp kimse konuşmadığı, gerçeği izah etmediği için bu yaklaşım sükut kabuldendir şeklinde yorumlanıyor.
AK Parti işte burada hata yapıyor, reaksiyon gösteremiyor, refleks oluşturamıyor. Karşı tarafından yalan beyanlarına bile hak ettiği yanıtı veremiyor.
Muhalefetin son zamanlarda palazlanmasının altında işte bu uyuşukluk ve boş vermişlik yatıyor.
İster kabul edilsin ister edilmesin, hakikat bu.
Ve işin kötü tarafı, bu tablodan en çok da AK Parti’yi destekleyenler olumsuz yönde etkileniyor. Hayat pahalılığı, enflasyon, ekonomi, zamlar, bunlar hep muhalefet için birer koz, birer fırsat. Onlar bu fırsatı değerlendiriyor, ama AK Parti cephesinden hiç kimse kalkıp da manzaraya ilişkin bir değerlendirme yapmıyor.
Çok üzgünüm ama bu kafayla gidilirse, AK Parti ilk seçimde hem de iyileşmeyecek bir yara alır. Ben böyle bir durum yaşansın istemem, bundan da kaygı duyarım. Ama görünen o ki, AK Partili etkililer ve de yetkililer böyle bir kaygıyı ne duyuyor, ne yaşıyor, ne de hissediyor.
Yazık…