ONLAR VE BİZLER

Geçenlerde meslek büyüklerimizden Orkun Çizmeli ağabeyimin yaptığı bir paylaşım gözüme çarpmıştı. Nasip bugüneymiş demek ki; ADS Başkanı Murat Sancak, Adana’ya yapılan yeni stadyumun şehrin dışında olması sebebiyle taraftarların büyük bir mağduriyet yaşadığını gerekçe göstererek, yeni bir stadyum yapılması için temaslara başladığını duyurmuş. Düşünün, Adana’ya daha yeni yapılan stadyum çok uzak olduğu için sıkıntı oluyormuş ve yenisini istiyorlarmış. 
Tabi bunu yazarken niye istiyorlar yada istememeliler demiyoruz; sonuçta böyle bir talepleri var, yapılır yahut yapılmaz orasını bilmiyorum. 
Benim burada anlatmak istediğim mesele; biz senelerdir bir stadyum sorununu çözemezken, Adana ikinci stadyumu yaptırmanın peşine düşmüş, buna biraz dikkat kesilmek lazım. 
Açıkçası evet Adana’ya yapılan yeni stadyum gerçektende şehre çok uzaktı, Erzurumspor’un bir maçı için Adana’ya gittiğimde bunu bizzat bende fark ettim ve başka bir yer bulamamışlar mı diyede söylenmiştim. 
Her neyse, duruma bir pencereden bakmak gerekirse eğer, Adana Demirspor başarılı bir takım ve farkınıda ortaya koyuyor. Murat Sancak başkanlığındaki ekip, transferleriyle ve kadrosuna kazandırdığı yıldız isimlerle güzel bir yol aldı. Buna ilaveten birde ADS’nin taraftar kitleside çok özel bir yere sahip. Adamlar ne olursa olsun takımlarını yalnız bırakmıyorlar, her türlü desteği veriyorlar. Sadece taraftarlarda değil, Adana da sahip çıkıyor takımına, hemde her açıdan. 
Şimdi gelin Erzurumspor’umuzla bir mukayesesini yapalım ADS’nin. Kimse kusura bakmasın Erzurumspor’a bizim ne taraftarımız sahip çıkıyor, nede şehrimiz sahip çıkıyor. Kulübün içinde bulunduğu sıkıntılar bu şehrin umurunda mı, değil. Transfer yapamıyormuş, kadrosuna yeni isimler kazandıramıyormuş, kalıbımı basıyorum bunları düşünen yok. Varsada yeterli olmuyor. Düşünün ki, evimizde oynadığımız maçlara bile taraftarımız zahmet edip gelmiyorken, bizim bu şehre yeni bir stadyum kazandırmamız mümkün olabilir mi? Olamaz. Uzun sözün kısası, biz ne isek ve ne anlam ifade ediyorsak, takımımızda o işte. Yapacak bir şey yok. Bizim ömrümüzde oturup başka şehirlere ve başka kulüplere imrenmekle geçecek. Üstelik bunu yaparkende kendimizi bir an olsun sorgulamayacağız. Biz nerede hata yapıyoruz diye…