Ortadoğu’da neler oluyor?

 

Niyeyse bana pek mantıklı gelmiyor. İslam dünyasının müfsid ülkesi İran, İsrail’le ne kadar çok fingirdediğini artık ne yana koyuyorsa, Filistin ve Hamas’a destek tutumu sergiliyor, İsrail’e kafa tutuyor, dikleniyor. Bana ilginç gelen de bu zaten. Türkiye Azerbaycan Karabağ sorunuyla yakından ilgilenirken ve Ermeni işgalcilere Azerbaycan tarafından savaş açılmışken, İran ne yaptı, Ermenistan’dan yana tavır aldı. İran, Ortadoğu politikasıyla da hiçbir zaman hayırdan yana olmadı, hep şerrin yanında durdu. İsrail’le hep flört eden bir ülke, ne duyduysa Filistin meselesinde İsrail’in karşısında yer aldı. Tabi bunu şahsen ben yemedim ve altında kesinlikle bir çapanoğlu arıyorum. 
Eğer haberler doğruysa Çin de, 5 savaş gemisini Doğu Akdeniz açıklarına gönderiyor. ABD’nin iki savaş gemisi zaten orada. Bir yanda Rusya’nın üstü kapalı tehdidi var, tabi bunlardan önce ABD’nin Yunanistan’a yakın olan Dedeağaç’ta devasa büyüklükte bir üs kurduğunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim. 
Tüm kareleri birleştirip büyük fotoğrafa bakınca ben ne görüyorum dersiniz? Söyleyeyim; hedefin Türkiye olduğunu görüyorum.  Şu anda dört bir yandan kuşatılmış durumdayız ve Ortadoğu’da bizim üstlendiğimiz barışçıl rol çok önemli. En önemlisi de, yaşanan bu olayların zamanlaması. Bakın biz Ortadoğu’daki birçok oyunu bozduk, oradaki terör koridorunu darmadağın ettik, terör örgütüne büyük darbe vurduk. Bölgede bir kürt devleti kurma planlarını alt-üst ettik. Ama şunu gözümüzden kaçırmamamız lazım; bu Siyonistlerin Arz-ı Mev’ud hedrefleri var. Yani onların tahrif edilmiş inanışlarına göre, Fırat ve Dicle arası onlara vaat edilmiş topraklar. Bu topraklar içerisinde Türkiye’nin Güneydoğu’su da var. Ve bana öyle geliyor ki, Filistin’deki bu karmaşanın ardından bu Siyonist yapı bu kez de Türkiye’nin karşısına dikilecek. Kabul edelim; İsrail’i biz tükürüğümüzle boğarız, sadece Erzurum’daki ciritçileri oraya göndersek, İsrail’in altını üstüne getiririz de, mesele sadece İsrail değil ki! Şu anda dünya, daha doğrusu iki yüzlü batı bir araya gelmiş, İsrail’i destekliyor. O yüzden bizim bu süreçte çok akıllıca hareket edip, denge politikası izlememiz gerekiyor. Ve bir not daha var ki, bunun da gözden kaçırılmaması icap ediyor. İsrail-Filistin savaşında iki dev aktör var, biri Çin, diğeri ABD. Bu savaş üzerinden aslında her iki ülke de birbirine farklı mesajlar veriyor. Rusya ise şimdilik beklemede; o da eğer bu mesajlaşma sürecine dahil olursa, işler işte o zaman karışacağa benziyor. Uzun sözün kısası; Türkiye’yi bölgede çok zorlu bir diplomatik maraton bekliyor. Allah sonunu hayra çıkarsın!