Sanayi Mahallesi 21

Sanayi Milli Gençlik Vakfı’nda da gönüllü olarak çalışan Foto Ümit, aynı zamanda Refah Partisi’nin Sanayi Çağlayan Mahallesi, mahalle temsilcisiydi. Sanayi’nin her rengi, frekansı onun dükkânına uğrardı.

 

Foto Ümit, ortaokulda okurken “kara fırın”larda çalışmış. Matador fırınların çıkmasından ve kara fırınların kapanmasından sonra altı ay kadar da Ethem Gözümoğlu’naait Gözümoğlu Ekmek Fabrikası’nda çalışmış, Ümit. Sonra Sanayi Mahallesi’nin önemli adreslerinden, muhitlerinden, buluşma noktalarından olan Foto Çetin’e çırak olarak girmiş. Foto Çetin Bekçi Niyazi ile fotoğrafçılık piyasasında çalışan ve Deve Çetin olarak bilinen iki ismin ortaklığıyla açılmış bir stüdyo. Deve Çetin işinin Erzurum’daki en önemli ustalarından biri. Bilhassa fotoğraf filminin rötuşlanmasında çok iyi usta.  Arkadaşım Ümit’in ilk ustası… Ümit zamanla şehrin aranan rötuş ustası oldu, buna şahidim. 1980’lerde isimlerini duyduğum diğer önemli ustalar Foto Ersin’den Ali Kırbaç ile Foto İpek’ten Şahin Usta… Dükkân, ismini Deve Çetin’den almış: Foto Çetin. Dükkân ortağı Bekçi Niyazi o günlerde fotoğrafçılık sektöründe pek bilinmiyor.

 

Rötuş, vesikalık fotoğrafın filmi (negatifi) üzerinde kurşun kalem ile kırışıklıkları ve lekeleri giderme, fotoğrafta yüzün pürüzsüz çıkmasını sağlama işi.

 

Komşum olması hasebiyle Ümit’i fotoğraf banyo ederken çok izlemişimdir. Fotoğrafın negatifi evvela içinde çeşitli kimyasalların olduğu “geliştirici” banyoda, sonra “hipo” denilen durdurucu banyoda işlem görür ve fotoğraf “arap” halini alır. Sonra rötuş ve baskı…

 

Ümit’in Foto Çetin’de çalışırken rötuşla ilgili bir hatırası var. Yıl 1987 veya 1988. Erzurumlu ünlü arabesk sanatçısı Hüseyin Altun, Foto Çetin’de çekildiği fotoğrafı rötuşlayan Ümit’e “Ben çirkin miyim ki benim filme rötuş atıyorsun?” diye çıkışmış. Ümit de onun fotoğrafına attığı rötuşu silmiş ve daha kalem atmamış. Haliyle, Hüseyin Altun’un fotoğrafı çok kötü çıkmış.

 

Ümit, Foto Çetin’de sekiz numaralı grenli kâğıda (mat kâğıt) 50x60 ebadında siyah beyaz portre baskı yapar, TRT sanatçısı Ragıp Topçu da bu fotoğrafları boyayarak renklendirirmiş. 

 

Askerliğini yaptıktan sonra, Ümit 1990’da kendi adıyla dükkânını açtı: Foto Ümit. 

 

Foto Çetin’in diğer ortağı Bekçi Niyazi, mesai bitiminde bekçi kıyafetiyle fotoğrafçı dükkânına gelir, mesai sonrası dükkânda çalışırdı. Niyazi Bey’in daha evvel Eskişehir’de bazı mekânlarda şipşakçılık yaptığını işitmiştim. Erzurum'a döndüğünde Foto Ersin ile tanışıp samimi olmuş. Böylelikle fotoğrafçılık sektörüne ikinci iş olarak Deve Çetin’in ortağı olarak girmiş. Şipşakçı demişken, o yıllarda Erzurum’da bilhassa hastanelerde şipşak fotoğrafçılık yapan üç kişiyi hatırlarım. Şipşakçı Sadi ile Şipşakçı Necati ve ŞipşakçıRecep kardeşler… Şipşakçı fotoğrafçıya gezici fotoğrafçı da diyebiliriz. Fotoğrafı çekip anında müşteriye veren makinelere şipşak denirdi.

 

TRT’de hem ses hem bağlama sanatçısı olan Ragıp Topçu’nun Foto Çetin’e sık sık uğraması neticesinde Foto Çetin’de yavaş yavaş bir musiki muhiti oluştu. Niyazi Bey ve mekâna takılanlar şiirler yazar Ragıp Topçu bağlamasıyla mırıldanırdı. Ragıp Topçu’nun mırıldanmalarının ses kaydını alan Bekçi Niyazi aklına söz yazarlığını koyar ve yazdıkça yazmaya başlar. Kimi şiirlerini notere onaylatır, MESAM’a üye olur… Eli açık biridir Bekçi Niyazi. Dükkânına gelenleri yedirip içirir, izzet ve ikramda bulunur. Hatırlarım, Niyazi Bey’in Türkçesi Erzurum ağzıyla İstanbul ağzı karışımı bir aksandı. Taşranın tankosu gözüyle bakardık ona. Özgüveni müthişti. Bu özgüven dükkânına çekiciliği de artıran etmenlerden biriydi. Deve Çetin’in dükkân ortaklığından ayrılmasından sonra müşteri kaybetmemek için mahkeme kararıyla adını değiştirip Çetin yapar Bekçi Niyazi. Foto Çetin: Çetin Kelici

 

Sanayi Mahallesi’nde, Endüstri Caddesi’nin Abdurrahim Şerif Beygu İlkokulu’na dönen yol ayrımına mahalleli “yol ayrımı durağı” derdi. Foto Çetin bu durağın 50 metre aşağısında, soldaki dört katlı binaların altında açılmıştı. Foto Çetin bir fotoğraf stüdyosu olduğu kadar bir müzik stüdyosuydu da… Sadece mahallenin değil şehrin farklı muhitlerinden müzik meraklıları Foto Çetin’de buluşurdu. Şüphesiz bunda rahmetli Ragıp Topçu’nun fotoğrafları renklendirme ilgisiyle sık sık Foto Çetin’e gitmesinin ve orada bağlama çalmasının oluşturduğu musiki havasıyla sonradan Foto Çetin’in gayreti ve cömertliğinin tesiri büyüktü.

 

Ragıp Topçu Hüseyin Altun’un da hocasıydı. Hüseyin Altunbir tarihte Dadaş Sineması’na konsere geldiğinde, hocası Ragıp Topçu ile karşılaşır, ona “Ragıp Bey ne yapıyorsun?” diye hitap eder, Ragıp Topçu öğrencisinin bu tavrına çok üzülür ve Hüseyin Altun ile alâkasını keser. 

 

Ragıp Topçu 1949’da Erzurum’da doğmuştur. 1982 yılında yapılan sanatçı sınavını kazanarak TRT Erzurum Radyosuna Türk Halk Müziği ses sanatçısı olarak göreve başlamış, 1985 yılından sonra TRT Erzurum Radyosu Gençlik Korosu için Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği bünyesinde kurmuş olduğu çocuk korosu ile çalışmalar başlatmıştır. Ragıp Topçu çok yönlü bir sanatçıdır; güzel bağlama çalar ve resim yapardı. 15 Aralık 1989’da aramızdan ayrılan sanatçımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

 

Oldukça kısa boylu olan Hüseyin Altun giydiği paltoda kaybolmuştu adeta. Paltosu yıpranmıştı, her halinden gariban olduğu belliydi. Bir cenaze için Erzurum’a geldiğinde Foto Çetin’de Metin Kara’nın bulunduğu arkadaş grubuyla makarna yedikten sonra Hüseyin Altun’u Metin Kara ve arkadaşları İstanbul’a uğurlamak için otogara götürürmüşler.O kadar çelimsiz biriydi ki otobüs muavini bagajları alırken Hüseyin Altun’u tanımamış. Halbuki Hüseyin Altun1980’lerde ve 90’ların başında “Dargınım, Hasret Akşamları, Sevda Durağım, Cennetim Sensin” gibi şarkılarıyla kaset satış rekorları kırmış, kadife sesli arabesk sanatçımızdı. Hüseyin Altun’un şarkıları da hüzünlüydü, Erzurum’da yokluk içinde başlayıp İstanbul’da devam eden hayatı da hüzünlüydü. O, Küçük Emrahlardan, Ceylanlardan çok evvel Türkiye’nin ilk çocuk şarkıcılardandı. 23 Temmuz 2016’da İstanbul’da yine yokluk içinde vefat etti. Rahmet ola…