Üniversiteyi başka şehirlerde okumak, aslında bundan 5-10 yıl öncesine kadar, tercihten ziyade zorunluluk haliydi…
Öyle ki, Erzurum özelinde söyleyelim; üniversite öğrenimi gören öğrencilerin önemli bir bölümü de başka şehirlerden gelenlerdi…
Ne oldu sonra?
Üniversitelerin sayısı arttı ve neredeyse hemen her ilde bir üniversite kuruldu…
Bu sürecin eğitimin kalitesi üzerindeki etkisi, elbette ayrı bir tartışma konusu ama bizim ele alacağımız yönü çok daha başka tabii ki…
Bakınız!
Gençlerimiz kuşkusuz prestij sahibi üniversitelerde öğrenim görmek ister, buna kimsenin itirazı yok; ancak günümüz şartlarında bu hedef bile neredeyse artık hiçbir anlam ifade etmiyor…
Misal, Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinden birisinde Eczacılık okuyabilirsiniz yahut veterinerlik eğitimi alabilirsiniz…
Lakin günün sonunda ve günümüz şartlarında Türkiye’nin en ücra köşesindeki bir üniversiteden mezun olmuş meslektaşınızla aynı kaderi yaşayacaksınız…
Yani ya bir eczane açacak ya da bir poliklinik çalıştıracaksınız…
Eğer ki, kamuda görev yapmak istiyorsanız; Ağrı’da da okumuş olsanız, Ankara’da da okumuş olsanız, aynı KPSS sınavına yine birlikte gireceksiniz…
Şunu anlatmaya çalışıyoruz gençler!
Eğer yerleşmeye hak kazandığınız bölümler, -Tıp veya Diş Hekimliği- dışındaki bölümler ise, şehrinizden ayrılmanıza ve başka şehirlerde öğrenim görmenize hiç ama hiç gerek yok…
Hele günümüzün ekonomik koşullarında böyle bir girdaba girmenin lüzumu bile yok!
Dolayısıyla barınma, ulaşım, giyim-kuşam, beslenme ve daha birçok alanda karşı karşıya kalabileceğiniz zorluklar yüzünden üniversite hayatınızı zehretmeyin!
Memleketinizde kalın!
Şehrinizde okuyun!
Akşam da başınızı kendi evinizdeki yastığa koyun! Böylece ne sizler zorlanın, ne de ailelerinizi zorlayın!
Puanınız yüksek olabilir…
Sıralamanız da iyi olabilir…
Ve fakat gelin görün ki, günümüz yükseköğrenim sisteminde bunlar artık hiçbir anlam ifade etmiyor… Çünkü testiyi taşıyan da, testiyi kıran da, finalde aynı potaya birlikte giriyor…
Acı ama gerçek!