Önümüzde yerel seçimler var ve herhangi bir takvim değişikliği olmaz ise, 2029 yılına kadar belediyeler için yeni bir dönem başlayacak…
Gelişen çağda, bilimin, bilişimin, teknolojinin, sosyal ve kültürel gelişimin olabildiğince hızlı yaşandığı günümüzde, belediyelerin de çok özel sorumluluklar yüklendiği muhakkak.
Takdir edersiniz ki, belediye denilince artık akıllara yol ve kaldırım gelmiyor. Belediye denilince günümüzde daha çok insan ve proje odaklı hizmet ve yatırımlar geliyor.
İşte tam da burada yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor.
Bakınız, şehirler gelişiyor, modernleşiyor, yapılaşmalar, dönüşmeler, dönüşümler birbirini izliyor.
Farkındaysanız eğer; dönüşen ya da dönüştürülen mahalleler, aynı zamanda kültürel bir erozyonu da tetikliyor. Mahalle kültürü kayboluyor, komşuluk ilişkileri yepyeni bir formata bürünüyor, kısacası şehrin hafızası da kayboluyor.
Belediyelere bu yüzden sorumluluklar düşüyor derken, kastettiğimiz budur aslında.
Yani gelişmiş bir Erzurum, akıllara sadece modern bina ve caddeler, yüksek katlı yapılar, gelişmiş ulaşım ağlarını getirmemeli!
Bu gelişim sürecinde şehrin hafızasıyla birlükte kültürü de korunmalı, bu genetik kodlar gelecek nesillere de aktarılmalı!
Geçmişte bununla ilgili çok büyük bir hata yapıldı, kabul edelim.
Erzurum’un yüzlerce yıllık geçmişi bulunan mahalleleri, isimleriyle birlikte silinip gitti. Halbuki her mahallenin ayrı bir hikayesi ve genetik kültür uzantısı olduğu gibi, eski mahallerin de tarihsel bir kökü bulunurdu…
Hangisi kaldı, hangisi duruyor?
Bir çoğunu şimdiden unuttuk bile… Ve işin kötü tarafı, şurada birkaç yıl sonra o mahalleleri, tarihi ve kültürüyle birlikte hepten unutmuş olacağız…
Bu ve bunun gibi daha birçok örnek verebilir, modernleşmenin geçmişimizi nasıl da yok ettiğini sayfalar dolusu cümleyle anlatabiliriz.
Dolayısıyla belediyeler ve belediye başkanlarının yeni dönemde böyle bir öncelikleri olmalı.
Şehrin hafızası mutlaka ama mutlaka diri tutulmalı, kültürel açıdan tükenişimizin önüne öyle ya da böyle mutlaka geçilmelidir.