Siyaset ve siyasetçilik

 

Siyaset nedir? Siyaset, insana hizmeti esas alan ve bu hedefe ulaşılmasını sağlayan yoldur, yöntemdir, araçtır, sistemdir. 
Adına her ne derseniz deyin, siyaset olması lazım gelendir. Siyasetçiler de bunun için vardır, yani insana hizmet götürülmesine aracılık edenlerdir. Bu yüzdendir ki, siyasetçilerde ilke, ahlak, şeref, onur ve haysiyet evvela olması gerekendir. 
Bir genelleme yapmak icap ederse; maalesef günümüzde siyasette rayından çıkmış, hedef insana hizmetten öte kendine hizmete dönüşmüştür. 
Öyle ki, bu uğurda her yol ise mubah sayılmıştır. Düşünün ki, iftira, karalama, yalan, dolan, dalavere ve her türlü fırıldaklık rutinden sayılır hale gelmiştir. 
Şöyle bir örnek vermek gerekirse; herhangi bir makama adaysınız ya da aday olmayı düşünüyorsunuz. Sizinle aynı makama talip olan bir partilinizi karalar mısınız, ona iftira eder misiniz, onuruyla, izzeti ve şerefiyle oynar mısınız? 
Kendine insan diyenin böyle bir yanlışa düşmemesi lazım, öyle değil mi? Ama gelin görün ki, günümüzde bu tavır bile artık çok sıradan hale gelmiş. 
Sırf kendi yolu açılsın diye o yola birlikte çıktığı partilisine çamur atanlar var. Sırf kendi gemisini yürütmek için dümenini birlikte tuttuğu kaptanını suya düşürmek isteyenler var. Sırf cepleri dolsun ve cukkaları kalınlaşsın diye önce kriz çıkartıp, ardından bu krizden nemalanmaya çalışanlar var. Birileri yansın ve kül olsun diye önce yangını çıkartıp, hemen ardından itfaiyeciliğe soyunanlar var. 
Bunlara o kadar çok örnek sıralayabilirim ki; aynı partide bile kim dost, kim düşman diye oturup uzun uzadıya düşünmek zorunda kalır her siyasetçi. 
Abarttığımı düşünenler olabilir ama ne yazık ki Türk siyasetinin genel anlamda fotoğrafı bu şekilde. 
Bir de derler ki; “Siyaset kötü bir şey!” diye. Halbuki kötü olan siyaset değil, siyasetçilerdir kahır ekseriyetle. Siyaset durduk yere kirlenmez ki, siyaseti siyasetçiler kirletiyor aslında. Yine genel bir tespit yapmak gerekirse; insanın olduğu yerde sorun vardır mutlaka.