Siyasetin bibloları…

Altılı masanın adayı açıklandı malum…
Bir yıldır ha bugün, ha yarın diye diye açıkladıkları aday, bu masanın peşine takılanlara akıl tutulması yaşatmış olsa da, Cumhur İttifakı karşısında ne kadar şansı olacağını da az-çok herkes kestiriyordur zaten…
Tabi mesele Kemal Kılıçdaroğlu değil, mesele Meral Akşener’in bir gün önce veda ettiği masaya ertesi gün yeniden oturması, daha doğrusu oturtulmasıdır…
Öyle ya!
Demiyor muydu Meral Akşener?
-Kazanacak aday, diye…
Ne oldu da, dünün kazanamayacak adayı Kemal Kılıçdaroğlu birden bire kazanacak aday haline geldi?
Onu da geçtik?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın geleceği için çalışmayı kendisine misyon mu edinmişti yoksa?
Baksanıza!
İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak sözü karşısında tüm yelkenleri bir anda yere indirdi ablamız…
Sizce de saçma değil mi bu durum? 
Geçtik…
Masada oturan bir kişi güya Cumhurbaşkanı olacak, diğerleri de yardımcıları… 
Eee!
Hani Cumhurbaşkanlığı sembolik bir makam olacaktı?
Hani parlementer sisteme geri dönülecekti, ne oldu?
Eğer Millet İttifakı bu yol haritasında ısrarlı ise ve Cumhurbaşkanlığı sembolik bir makam olacaksa, yardımcıları olan masanın diğer üyeleri ne olacak?
Biblo mu?
Aksesuar mı?
???
Düşünsenize!
Daha düne kadar mitingler düzenleyip Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkma planları yapan İmamoğlu, bugün sadece siyaseten bir biblo…
Mansur Yavaş da öyle…
Ve tabi masanın diğer üyeleri de… 
Hal böyle iken bu sürecin kazananı kim olur dersiniz?
Söyleyelim: tabii ki Recep Tayyip Erdoğan… Zira karşısındakilerin ne yol haritaları harita, ne pusulaları pusula…
En ilginç olanı da ne, biliyor musunuz?
Yıllar önce Merhum Erbakan’ın ısrarla mahkum edilmesi için yüksek mahkemeye başvurmuş olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının, Erbakan’ın partisi olan Saadet Partisi’nin önünde açıklanması… 
Hey gidi hey!
Rahmetlinin kemikleri sızlamıştır kesin!