Haber7’yi bilirsiniz…
İlgiyle takip eder, zengin yazar kadrosundan, analizlerinden ve habere bakış açılarından mümkün olduğunca istifade etmeye çalışırız…
Emeklerine sağlık…
Haber7, bir süre önce Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik terör örgütü PKK yanlısı dezenformasyon bültenlerinin korkunç iftirasını gündeme taşımış, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu, kelimenin tam anlamıyla deşifre etmişti…
Ve şimdi sıkı durun!
Basın Konseyi, söz konusu haberinden dolayı Haber7’ye ihtarda bulunmuş…
Neymiş, şikayet varmış…
Bak, bak, bak!
Sanırsınız yüksek yargı organı!!!
Haklı olarak, Haber7 de mealen şunu sormuş:
“Madem Basın Meslek İlkeleri konusunda bu kadar hassassınız, şu ‘karne hediyesi et’ mevzuuna neden el atmadınız?
Öyle ya…
Yedikleri nane kabak gibi ortaya çıkmış olmasına rağmen, ilgili yayın kuruluşunu neden ihtar etmediniz?
Biz söyleyelim:
Hedefinde iktidar var diye…
Ne güzel dünya be!
İktidara çakarsan benimsin, ancak bizden olanın karşısına çıkarsan değilsin!
Yazık ki, ne yazık…
*
Meslekte 20 yılı devirdik sayılır; Allah ömür verdikçe de, mesleğimizi ifa etmeye devam edeceğiz…
Çok şey gördük, çok şey yaşadık…
Nitekim iyi niyeti de biliriz, kötü niyeti de…
Ama neylersiniz ki, Basın Konseyi’nin hayret uyandıran bu kararında zerre miskal iyi niyet görmedik, göremiyoruz…
Hoş dikkate aldığımızdan falan değil; yani Basın Konseyi keyfine göre ihtar yağdırsa ne, yağdırmasa ne!
Mesele başka!
Ne demişti Atatürk?
“Basın, milletin müşterek sesidir”
İyi, güzel, hoş ve tamam da…
Basın Konseyi kimin sesidir, biz onu daha çok merak ediyoruz…