SÖZDE GALİBİYET

Dün demiştim ki, yarın bu saatlerde Erzurumspor’un Denizlispor karşısındaki muhtemel galibiyetini konuşuyor olacağız diye. Aslında galibiyet demeye bile dilim varmiyor, skor olarak galibiyetin sahibi bizim takımdı ama bana sorarsanız bu futbolla maç kazanmış, üstelik de 9 kişi kalmış bir takım karşısında afallamış bir takıma galip demek haksızlık olur. Üstelik bir tek böyle düşünen ben de değilim, dün maçın sonunda taraftarların mavi beyazlı oyuncuları nasıl yuhaladıklarını ve rakip takım oyuncularına soyunma odasına alkışlayarak nasılda gönderdiklerini hepimiz gördük. Ben sözümdeyim, iddiamın arkasındayım. Bu takım uçuruma doğru emin adımlarla yürüyor ve yapılan hiçbir uyarıyı yönetim maalesef dikkate almıyor. Çok açık söylüyorum, bu takım idman yapmıyor, daha doğrusu bir oyun planı yok, çünkü bu planı tatbik ettirecek bir hocası yok. İdmanlarda sabah salonda idman, sonra sahada çift kale maç yapmakla iş bitmiyor, takımın ne pas becerisi var, ne şut becerisi var, ne hücuma çıkabilme ne de oyun kurabilme becerisi var. Kaleci Göktuğ’u kalede beklediği için saymazsak eğer, dün takımın neredeyse tamamı sahada kuğu gölü baletini oynadı resmen. Şu Estirella’nın çalışkanlığından keşke biraz ders alsalar da, azıcık top oynasalar bizim oyuncular.

Neyse, uzatmayayım. Ne demek istediğimi ve ne anlatmaya çalıştığımı Malatyaspor maçı nasılsa tekrar ortaya koyacaktır. Ama dediğim gibi, şu anda yanılmış olmayı o kadar istiyorum ki, bilemezsiniz!