TAM 67 İLÇE…

İsim vererek anlatalım: 
Haber7.Com adresli internet sitesinde bir haber vardı; Türkiye’de il olma potansiyeli yüksek olan 67 ilçe belirlenmiş… 
Tabi, kim belirlemiş, bu potansiyelleri kim ölçmüş, kim değerlendirmiş bilemiyoruz… Ancak tek bildiğimiz, bu 67 ilçenin arasına Erzurum’dan hiçbir ilçenin giremediği… 
Şimdi!
Kuşadası, anlarız… 
Bodrum, anlarız… 
Çorlu’yu, Gebze’yi, Tuzla’yı, Darıca ve Çayırca’yı da anlarız… 
Yani nüfus yoğunluğundan tutunuz da, ulaşım olanaklarına varıncaya kadar, il olmayı belki de gerçekten hak eden ilçeler… 
Ve fakat Patnos’un, Erciş’in, Silopi, Yüksekova, Cizre ve Nusaybin’in olduğu listede Erzurum’dan herhangi bir ilçeye yer verilmemiş olmasına, kusura bakmayın ama hakikaten şaşarız… 
Hadi diyelim ki, bu listeyi ilgili bir haber editörü oturup palas pandıras hazırladı, aklına Erzurum da gelmedi… 
- Unuttu, deriz… 
- Erzurum hakkında hiçbir fikri yok, deriz ve geçeriz… 
Aslında Erzurum’la ilgili bir farkındalık geliştirilememiş olunması bakımından bu da üzüntü verici ya, neyse… 
Ancak!
Eğer ki resmi bir zemine oturtulmuş böyle bir liste varsa ve bu listede Erzurum’dan bir tek ilçe bile yoksa, o zaman durup düşünürüz işte… 
Sahi!
Biz nerede hata yapıyoruz? 

*** 

Geçenlerde bir vatandaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in fotoğrafının bulunduğu afişlere yönelik çirkin bir saldırıda bulunmuş… 
Adına tepki denilebilir mi, hayır!
Bu yapılan demokratik bir hak olabilir mi, yine hayır! 
Demokrasilerde tepki koyulacak yer, pek tabii ki sandıktır… Gidersiniz sandığa, tercihiniz doğrultusunda oyunuzu verir, dilediğiniz kişiye dilediğiniz cevabı verirsiniz… 
Buna kimsenin itirazı da olmaz!
Ama siz kalkar, elinize geçirdiğiniz sprey boyayla güya demokratik bir tepki ortaya koyduğunu zannederseniz, işte o zaman çuvallar, çuvallamakla da kalmaz, rezil bir duruma düşersiniz… 
Kaldı ki, bu şehirde fotoğraftaki yüzü sprey boyayla kapatılacak olan en son kişi bile değildir Başkan Sekmen… 
Hal böyle iken çok derin anlamlar taşıyan bir atasözümüz vardır; malum… Onu hatırlatarak son verelim bugünkü bahsimize… 
Nedir o?
İşte bu: 
“Güneş balçıkla sıvanmaz…”