TEHLİKENİN FARKINDA MIYIZ? 

Geçtiğimiz yıl bu konuya birkaç kez değinmiştim. Pandemi sebebiyle okuldan uzun süre ayrı kalan öğrencilerin adaptasyon sorununa dikkat çekmiş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın buna yönelik bir yol haritası hazırlaması gerektiğini ifade etmiştim. 

Kimi okullarda inisiyatif alınarak bu sorunu aşmaya yönelik bir takım adımlar atıldığını işitmiş olmakla birlikte bunun genel anlamda bir uygulama haline gelmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Bu yıl zaten geçti, olan oldu… 

Ama önümüzdeki yılın eğitim öğretim sezonu için bakanlık bu konuyu mutlaka gündemine almalı ve okul-öğrenci ilişkisini yeniden tesis etme adına alınması gereken önlemleri artık netleştirmelidir. 

Ne demek istediğimi, ilk ve orta dereceli okullarda öğrencisi bulunan ebeveynler çok daha iyi anlayacaktır. 

Çocuklarda okula karşı bir isteksizlik, derslere karşı bir iştahsızlık var!

Bizi çevrimiçi yaşamaya yönelten pandemi yüzünden çocuklarımız telefonların ve internetin deyim yerindeyse tutkunu haline geldi. Önceleri de internet vardı ve kullanılıyordu, ancak online eğitim süreciyle birlikte çocuklarımız bilişim sistemleriyle o kadar çok içli-dışlı oldu ki, internet neredeyse her birisinin yaşam biçimi haline geldi. 

Bakın, uyaryorum!

Bu sorunun çözümüne dönük olarak bir tedbir alınmaması halinde bir nesil elimizden kayıp gidecek. Ve bu nesil belki de bugüne kadar yetişmiş en cahil, en umursamaz, en duygusuz ve en düşüncesiz nesil olacak. 

Bu tehlikeyle yüz yüze kalmamak ve sonradan dizimizi dövmemek adına şimdiden harekete geçmeli ve bu sorunu kökünden çözmenin yollarını aramalıyız. 

Aksi halde iş işten çoktan geçmiş olacak. 

 

GÜNÜN SÖZÜ: 

Tehlike gelmeden görenlere abdal… 

Geldiğinde görenlere aptal… 

Gelse de göremeyenlere ahmak denir…