Teknoloji ve kitap…

Geçmiş günlerden bugüne gelişen teknoloji ve artan imkanların hepimizi rahata ve kolaylığa alıştırdığını söyleyebiliriz. 
İstediğimiz bilgiye anında ulaşmanın tabi ki bir devrim olduğunu söyleyebiliriz. Lakin bu uğurda yitirdiğimiz değerleri görememekteyiz. 
En önemlisi de bilginin değerini. Bir bilgiye ulaşmak ve onu öğrenmek uğruna kapı kapı gezilen kütüphaneler, sayfa sayfa karıştırılan kitaplar ansiklopediler yok artık. Bir Google ve birkaç harfi serice tuşlayıp istediğimiz her şeye ulaştıkça araştırma kültürümüzü kaybettik. 
Bilgi eskisi kadar kıymetli değil bu yüzden. Onu elde etmek uğruna katedilen yol ve dökülen alın teri yok artık. Her şey saniyeler içinde önümüze diziliyor ve yanlış doğru demeden bilgi kirliliğinin esiri oluyoruz. 
Ben bu kadar yoğun bilgi akışını tasdiklemiyorum. Çünkü hedef bilginin çok ötesine götürüp dolaylı yoldan yeni soru işaretleri ve kaygı getiriyor kişiye. Zaten yanlışsa geçmiş olsun direkt temelde bilinmeyeni ele almış oluyoruz. 
Bu konuda nasıl bir dönüşüm yapılmalı bilmiyorum ama artık teknoloji devrindeyiz ve uyum sağlayıp yeniliğe öncülük etmekten dışında olan yollar absürt kalacaktır. Bu ayak uydurma sürecinde araştırılan bilginin kaynağı sağlam olan bağlantılar dışında asılsız ve hatalı gibi görünen bağlantılar gözden geçirilmeli. 
Aynı bilginin kopyala yapıştır sektöründen de kurtulması gerekiyor. İçine iki üç cümle eklenip orijinaline bağlı kalan binlerce metin ve bilgi ayıklandığında çok büyük bir yalınlaşma görülebilir. 
Bunun dışında hala emin değilsek, parmak uçlarımız karıncalanıyorsa özlediğimiz o kitap sayfalarını karıştırmakla her açıdan içimizi rahatlatıp özümüze varışımızla da sonuçlanabilir.