Teslim mi olacağız?

Millet İttifakı adına Cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sürecinde devamlı “300 milyar dolar temiz para getireceğim” diyordu, öyle değil mi? 

Nereden getirecekti peki?
Gökten mi yağacaktı, ağaçtan mı toplayacaktı?
Kendi mahallesinden biri de çıkıp sormadı ki, 
-Sen bu parayı nereden getireceksin, kimden ya da kimlerden alacaksın? 
Ve fakat aynı çevreler son birkaç gündür hararetin yükselişe geçtiği piyasalar ve döviz için her türlü eleştiriyi rahatlıkla getirebiliyorlar… 
Sadece şu kadarını söyleyelim: 
Kılıçdaroğlu’nun bahsini ettiği 300 milyar doların sahipleriyle, Türkiye’de dolar üzerinden karamsarlık ve istikrarsızlık ortamı oluşturmak isteyenler bilesiniz ki aynı çevreler… 
Ne yapalım? 
300 milyar dolar için göbeğimizden bağlanmayı reddettiğimiz çevrelere, dövizdeki dalgalanma yüzünden teslim mi olalım şimdi? 
Asla!
Ve son bir hatırlatma daha… 
Unutmayalım ki, top yere vurmadan sekmez!
Aşacağız… 
İnsanımızı ekonomi üzerinden silkelemeye çalışanların alayına direnecek ve ne kadar güçlü olduğumuzu topuna birden göstereceğiz… 
Sabır… 
Az daha sabır… 

*** 

Ankara temaslarımızı sürdürüyoruz… 
Siyasetin tam kalbinde teneffüs ettiğimiz atmosferin yanında, medya sektörü ve yayıncılık özelindeki temaslarımızı da paylaşacağız sizlerle… 
Özellikle sosyal medyada gelenek haline gelen haysiyet cellatlığından…
Yayın yoluyla iftiradan ve yalan haberler paylaşanları bekleyen kötü akıbetten bahsedeceğiz… 
Yok, yok!
Sansür falan değil, tam tersine adam gibi haberciliğin yolunun açılacağı yepyeni bir dönem başlıyor yakında… 
Başlasın tabi… 
Başlasın ki, nemalanamıyor diye kamu kurumlarını, belediyeleri ve siyasetçileri nahak yere dile dolayanlar, cehennem olup gitsinler bu piyasadan… 
Uzun sözün kısası: 
“Operasyon Çocukluğu” dönemi sona eriyor…